top of page

"Memleket Sevdasıyla Şekillenen Bir Akademik Yolculuk: Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK"

Haberci18.com, Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdi. Prof. Dr. Türk, Gazi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra akademik kariyerine 1994’te başladı. İletişim ve medya alanında önemli çalışmalara imza atan Türk, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde Rektör Yardımcılığı görevinde bulundu. Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk ile 27 Nisan 2025 tarihinde yapılan röportajı paylaşıyoruz...

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK
Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK
Sayın Hocam, öncelikle adaylığınız hayırlı olsun. Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğü için aday olmanızdaki temel motivasyonlarınız nelerdir? Adaylık kararınızın arka planında hangi düşünceler ve hedefler yer alıyor?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Teşekkür ediyorum. Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday olmam, uzun yıllara yayılan akademik ve idari birikimimin, üniversite vizyonuna dönüştürülmesi arzusundan doğmuştur. Benim için bu görev, yalnızca bir makam değil; bilgiyi, iradeyi ve tecrübeyi kamu yararına sunmanın bir yoludur. Aynı zamanda bir doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığım, evladı olmaktan gurur duyduğum, bugünlere gelmemde büyük emeği olan, bu topraklara yani Çankırı’mıza bir vefa borcudur.


Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin benim dünyamda yeri başkadır. 1995 yılında şehrimize üniversite kurulmasına yönelik yapılan çalışmalarda ve oluşturulan kurulda fiili olarak yer aldım ve kuruluş hayalini yaşayanlardanım. Benim için Karatekin Üniversitesi bir görevi yerine getirmekten ziyade aynı zamanda memleketime bir gönül borcumdur. 

Kızılırmak’ta doğdum, ilk, orta ve lise eğitimimi Çankırı’da tamamladım. Memleketimle kurduğum bu güçlü bağ, akademik ve mesleki hayatımın her döneminde bana ilham kaynağı oldu.


1993 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olduktan sonra, 1994 yılında aynı üniversitenin Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Eğitimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak akademik yolculuğuma adım attım. 1995-1996 yıllarında tamamladığım vatani görevimin ardından, 1997 yılında Bilim Uzmanlığı, 2003 yılında ise Doktora derecemi aldım.

Gazi Üniversitesi'nde; öğretim üyeliği, Matbaa Eğitimi Bölüm Başkanlığı, Gazi Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcılığı, Görsel-İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölüm Başkanlığı gibi pek çok akademik ve idari görevde bulundum. 2010 yılında İletişim Bilimleri alanında Doçent, 2017 yılında ise Profesör unvanını aldım. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünde bölüm başkanlığı yaptım. 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapmaktayım. Hali hazırda Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanıyım.




2021 yılı Kasım ayında Kırgızistan Manas Üniversitesi İletişim Fakültesine dekan olarak görevlendirildim. 2022-2024 yılları arasında bu üniversitede dekanlık görevinin yanı sıra rektör danışmanlığı ve rektör yardımcılığı görevlerini de üstlendim.


Sadece üniversitelerde değil, çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarında da görev aldım. Sağlık Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Yönetim Kurulu üyeliği, Adalet Bakanlığı Yargı-Medya İlişkileri Projesi danışmanlığı, Kültür Bakanlığı Sinema Teşvik Kurulu üyeliği ve ÜAK Doçentlik Kurulu üyelikleri bu görevlerden bazılarıdır.


Avrupa Birliği ve çeşitli projelerle; İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya, Hollanda, Libya’da çalışmalarda bulundum. Ulusal ve uluslararası jüri üyelikleri, TSE raportörlükleri ve bilirkişilik gibi görevlerle hem bilimsel hem uygulamalı sahalarda aktif rol üstlendim. Bilimsel yayınlarım arasında 24 uluslararası makale, 8 ulusal makale, 42 uluslararası tebliğ, 33 kitap bölümü, 4 kitap ve çok sayıda kamuoyu araştırması yer almakta. Ulusal ve uluslararası dergilerde 21 editörlük, çok sayıda hakemlik yaptım.


Türk Dünyası’na duyduğum aidiyetle Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye arasında kültürel köprüler kurmaya çalıştım. Türk Dünyası sineması üzerine yazılar kaleme aldım; çalıştaylar, sempozyumlar ve festivallerin organizasyonlarında yer aldım. Türkçe bilmeyen Türk topluluklar üzerine yürüttüğüm projelerle de bu alanlara katkı sunmaya gayret ettim.




Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 8-9 Ocak 2025 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen 2. İletişim Şûrası’nda “Radyo ve Televizyon Yayıncılığında Yeni Yaklaşımlar” başlıklı oturumun başkanlığını yaptım. "Türkiye Yüzyılı: İletişimin Yüzyılı" temasıyla gerçekleştirilen şûrada, iletişim sektörünün öncüleri ve liderleriyle medya sektörüne yönelik yeni çözüm önerilerinin oluşturulmasına katkı sundum.


Bu çabalarım, çeşitli ödüllerle takdir edildi. “Üstün Hizmet Beratı”, “Yayın Teşvik Ödülü”, Manas Üniversitesi 25. Yıl Nişanı, Kırgız Sinemasına katkıdan dolayı verilen madalya ve belge, Türk Dünyasına Hizmet Ödülü ile 2024 yılında “Yılın Bilim İnsanı” ödülü ve plaketi bunlardan bazılarıdır.


Türk milletinin mensubu olmaktan gurur duyduğum gibi, Çankırı’mızın bir mensubu olmaktan her zaman onur duydum. Bu şehirde doğdum, büyüdüm ve şekillendim. Bana kattığı değerler ve güzellikler için Çankırı’ya minnettarım. Sayesinde edindiğim bütün bilgi ve tecrübemi şehrimizin hizmetine, üniversitemize sunmak istiyorum.


Benim için üniversiteler sadece bilgi aktaran değil; aynı zamanda değer üreten, topluma ilham veren ve bulundukları şehirleri dönüştüren kurumlardır. Çankırı’mız gibi köklü bir tarihi ve kültürel mirasa sahip şehrimizde, üniversitenin çok daha aktif, öncü ve yön verici bir rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum.


Türkiye’nin üniversitelerinin küresel rekabet gücünü artırmak için "disiplinler arası yenilikçi teknoloji" ve "sürdürülebilir kalkınma" alanlarına odaklanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü disiplinler arası yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir kalkınma ve uluslararasılaşma gibi alanlarda üniversitelere yapılacak yatırımlar, Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşlarını da oluşturacaktır.


Bu doğrultuda, akademik hayatta edindiğim tüm bilgi ve deneyimi, özveriyle ve köklerime duyduğum saygıyla Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin geleceğine taşımak istiyorum. Öğrencilerimizin hem akademik hem de insani anlamda gelişimlerine katkı sunmak; üniversitemizi ulusal ve uluslararası düzeyde saygın, etkin ve tercih edilen bir kurum haline getirmek temel hedefimdir.


Üniversitemizi, sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda bölgenin sosyo-ekonomik dönüşümüne öncülük eden bir lokomotif haline getirmek, en büyük arzumdur.

Bu yolda, akademik kadromuzun, öğrencilerimizin ve Çankırı halkının iş birliğiyle, ortak bir vizyon etrafında birleşerek, üniversitemizi hak ettiği yere taşıyacağımıza inanıyorum. Sorunuz için tekrar teşekkür ederim; bu, akademik birikim ve vizyonumu paylaşmak için değerli bir fırsat oldu.



“Dijitalleşme, günümüzde eğitimde dönüşümün en önemli taşıyıcısıdır”


Rektör seçilmeniz halinde, üniversitenin eğitim kalitesini yükseltmek için ne gibi somut adımlar atacaksınız? Özellikle hangi bölümlerde ve programlarda iyileştirmeler yapmayı planlıyorsunuz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Eğitim, sadece bilgi aktarmak değil; bireyi düşünmeye, üretmeye ve yaşadığı topluma karşı sorumluluk duymaya sevk eden bir süreçtir. Bu anlayışla, rektörlük görevine geldiğim takdirde üniversitemizin eğitim kalitesini çok boyutlu bir yaklaşımla ele alacağım.


Rektörlük sürecim, ilgili mevzuatlar ve yükseköğretim kurumlarının belirlediği kurallar çerçevesinde değerlendiriliyor. Nihai karar ise Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirlerine bağlı. Eğer kendileri uygun görür ve bu göreve layık görülürsem, hiç vakit kaybetmeden büyük bir sorumluluk bilinciyle yola çıkacağım. Çankırı Karatekin Üniversitesini bulunduğu yerden daha ileriye taşımak için gece gündüz demeden çalışmaya hazırım. Bu yolculukta üniversitemize, öğrencilerimize ve şehrimize değer katacak her adımı hep birlikte atmak en büyük arzum.


Disiplinler arası yenilikçi teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma geleceğimizin anahtarıdır. Bu alanlarda kim öne geçerse, geleceği o kuracaktır. Bu bağlamda Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin çok önemli bir fırsatın eşiğinde olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede ilk adım olarak akademik programlarımızı sadece teoriye dayalı değil, aynı zamanda uygulama temelli hale getirmek öncelikli hedefimiz olacaktır. Mühendislik, sağlık bilimleri, ziraat, fen ve sosyal bilimler gibi uygulama yoğun alanlarda laboratuvar altyapılarını yenileyerek, sektörel iş birlikleriyle öğrencilerimizin sahaya entegre olmasını sağlayacağız. Özellikle yeni teknolojilerin kullanımı ve dijital öğrenme ortamlarının geliştirilmesi önceliklerimiz arasında olacaktır. Bunun yanı sıra, öğretim üyelerinin araştırmalarını desteklemek için fon ve kaynak sağlamayı da hedefliyorum. Bu noktada özellikle şehrimizden yetişen, sanayicilerimizi, iş adamlarımızdan ellerini taşın altına koymalarını rica edeceğiz.

Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Eğitimde kaliteyi belirleyen en önemli unsur, güçlü ve nitelikli bir akademik kadrodur. Üniversitemizde gerçekten işini seven, alanında yetkin ve öğrencilerine değer veren pek çok kıymetli hocamız var. Bu bizim en büyük gücümüz. Bununla birlikte, daha önce üniversitemize ve Çankırı’mıza katkı sağlamış ama çeşitli nedenlerle yollarımız ayrılmış olan arkadaşlarımızla da yeniden görüşeceğim, istişare edeceğim. Onların deneyimlerinden ve enerjilerinden faydalanmak, üniversitemize güç katacaktır.


Akademisyen arkadaşlarımızın mesleki gelişimlerine her zaman önem verdim. Bu nedenle hem düzenli eğitim programları düzenleyeceğiz hem de yurtdışı araştırma ve iş birliği fırsatlarını artıracağız. Gazi Üniversitesi’nde çalıştığım dönemde çok güzel projelere imza atıldı; hocalarımız Amerika ve Avrupa’da kendilerini geliştirme, oradaki meslektaşlarıyla ortak çalışmalar yürütme imkânı buldu.


İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle görev verilirse, benzer bir vizyonu Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde de hayata geçirmeyi planlıyorum. Arzum, üniversitemizde görev yapan her hocamızın, belirlenen şartlar doğrultusunda dünyanın saygın üniversitelerinde bulunarak hem kendilerini geliştirmesi hem de buraya döndüklerinde bu birikimi öğrencilerine ve üniversitemize yansıtmalarıdır.


Ayrıca bütün fakülteler de kalite güvence sistemlerine entegre olacak şekilde uluslararası akreditasyon süreçlerini hızlandıracağız. Bu süreç, yalnızca uluslararası tanınırlık için değil, aynı zamanda iç kaliteyi sürdürülebilir kılmak adına büyük önem taşımaktadır.

Eğitimin merkezinde öğrenciler yer alıyor. Öğrencinin katılımcı olduğu, sorguladığı, ürettiği bir üniversite arzu ediyorum. Bu doğrultuda öğrenci geri bildirim sistemlerini kurumsallaştıracağız. Öğrencilerimiz yalnızca dinleyen değil, süreci birlikte inşa eden bireyler olacaktır. Bunun yanında öğretim üyelerimize dijital pedagojik formasyon programları sunarak, günümüz gençliğinin öğrenme alışkanlıklarına uygun yöntemlerle eğitim verilmesini destekleyeceğiz.



Dijitalleşme, günümüzde eğitimde dönüşümün en önemli taşıyıcısıdır. Pandemi sürecinde bütün dünya bunu yakından gördü. Dijital öğrenme platformlarını güçlendirecek, sanal laboratuvarlar kuracak ve hibrit eğitim modelini kalite odaklı bir sistemle yaygınlaştıracağız. Eğitim teknolojilerini sadece bir “araç” değil, “yaklaşım” olarak ele alan bir dijital dönüşüm stratejimiz olacaktır.


Ayrıca, üniversitemizin bulunduğu coğrafyanın potansiyelini göz önünde bulundurarak, Çankırı’nın kültürel mirasını yansıtan alanlarda—turizm, gastronomi, el sanatları gibi—yeni bölümler açmak suretiyle hem istihdamı destekleyecek hem de bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağız.


Şunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Üniversitenin eğitim misyonu yalnızca bireysel başarıyı değil, toplumsal dönüşümü de hedeflemelidir. Öğrencilerimizi sadece mesleki yeterliliklerle değil, aynı zamanda ahlaki sorumluluk, etik farkındalık ve toplumsal duyarlılık gibi değerlerle donatmak temel önceliğimiz olacaktır. Çünkü biz; bilgi ile değer arasındaki köprüyü kurabildiğimiz ölçüde, nitelikli bir üniversite ikliminden söz edebiliriz.


Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin 2023’te kazandığı “Sektörel Tuz ve Tuz Temelli Stratejik Ürünler” ihtisas üniversitesi unvanını, uluslararası alanda bir marka haline getireceğiz. Tuzun enerji, sağlık ve turizm alanlarındaki kullanımı üzerine geliştirilen projeleri, uluslararası bilimsel platformlarda tanıtacağız. Örneğin, Haloterapi Merkezi’ni sağlık turizmi ve bilimsel araştırmalar için küresel bir çekim noktası yapacağız.  Bölgesel kalkınma odaklı projelerimizi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu hale getirerek, uluslararası sıralamalarda sosyal etki puanımızı artıracağız.


Eğitim kalitesini yükseltirken, Çankırı Karatekin Üniversitesi’ni hem yerel hem de küresel ölçekte bir marka haline getirmek için tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışacağız. Akademisyenlerin birikimi, gençlerin merakı ve sektörün dinamizmi birleştiğinde, ortaya çıkan güç Çankırı’nın sınırlarını aşacaktır. Sorunuz için teşekkür ederim; bu, üniversiteyle ilgili hedeflerimi detaylandırmak için bana önemli bir fırsat sundu.



"Uluslararası deneyim, ortak akılla yönetim"


Akademik ve idari tecrübeleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bu birikiminiz üniversitemize nasıl bir katkı sağlayacak? Yönetim anlayışınızda hangi ilkeleri ön planda tutacaksınız?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Akademik hayatım, iletişim bilimleri alanında başladı. Ancak bu yolculuk yalnızca akademik üretimle sınırlı kalmadı; aynı zamanda çok yönlü bir idari sorumluluk sürecine de dönüştü. Daha önce bahsettiğim gibi uzun yıllar boyunca Gazi Üniversitesi ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli yükseköğretim kurumlarında öğretim üyeliğinin yanı sıra bölüm başkanlığı, yüksekokul müdür yardımcılığı, fakülte dekanlığı, rektör danışmanlığı ve son olarak da Kırgızistan Manas Üniversitesi'nde rektör yardımcılığı görevlerini üstlendim. Bu görevler bana, üniversitenin akademik ve idari yapılarının bir bütün olarak nasıl çalıştığını, nasıl geliştirilebileceğini ve nelere ihtiyaç duyduğunu somut biçimde gösterdi.


Bir üniversitede alınabilecek bütün görevleri aldım. Bölüm Başkanlığı, Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanlığı, Müdür ve Müdür Yardımcılığı, Senato Üyeliği, Dekanlık, Rektör Yardımcılığı… Görevlerim süresince hem akademik hem de idari süreçlerin bütüncül bir yönetimle nasıl uyumlu hale getirilebileceğini tecrübe ettim. Ayrıca, rektör yardımcılığı görevim sırasında üniversitenin genel stratejilerinin belirlenmesi, bütçe yönetimi, uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesi ve kurumsal iletişim faaliyetlerinin yürütülmesi gibi konularda önemli sorumluluklar üstlendim. Söz konusu deneyimlerim, öğrenci-öğretim üyesi ilişkilerinden kurumsal yönetişim modellerine kadar çok sayıda alanda uygulamaya dönük bilgi ve tecrübe kazanmamı sağladı.


Üniversitenin sadece akademik başarılarla değil, yönetim kalitesiyle de yükseldiğine yürekten inanıyorum. Bu yüzden edindiğim tüm bu birikimi Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin gelişimine yön verecek şekilde değerlendirmeye hazırım.

Yönetim anlayışımda dört temel değer öne çıkar: Şeffaflık, katılımcılık, adalet ve hesap verebilirlik. Üniversite, sadece yöneticilerin karar aldığı değil, tüm bileşenlerin katkısıyla gelişen bir yapıdır. Benim anlayışıma göre “ortak akıl” yalnızca bir yönetim tekniği değil, aynı zamanda bir ahlaki sorumluluktur. Akademisyenlerimizin bilgi üretim süreçlerini desteklerken özgürlük ve bilimsel etik ilkelerinden sapmadan; idari personelimizin katkılarını ise liyakat temelli bir sistemle değerlendirmeyi esas alıyorum.


Üniversite yönetimi, sadece yukarıdan aşağıya bir karar alma süreci değil, aksine tüm paydaşların aktif katılımıyla şekillenen bir istişare platformu olmalıdır. Senato, fakülte kurulları, öğrenci temsilcilikleri ve akademik danışma yapıları gibi organları sadece prosedürel araçlar olarak değil, “aktif karar üretme merkezleri” olarak konumlandırılmalı, karar alma süreçlerinde daha etkin ve fonksiyonel hale gelmelidir. Üniversite yönetimini yukarıdan aşağıya değil, yan yana durarak ve birlikte karar vererek yürüteceğiz. Şeffaflık, katılımcılık, hesap verebilirlik ve adalet ilkeleri yönetim anlayışımın temelini oluşturacaktır.

Kısacası, akademik ve idari tecrübemi, yalnızca bir geçmiş birikimi değil; aynı zamanda geleceği kurmak için kullanılacak bir rehber olarak görüyorum. Çankırı Karatekin Üniversitesi’ni, bütün paydaşlarla birlikte yönetmek, birlikte yükseltmek istiyorum.



“Akademi ile iş dünyası arasında köprüler kurulmalı”


Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin mevcut durumu ve gelişim potansiyeli hakkında neler düşünüyorsunuz? Üniversitenin güçlü ve zayıf yönleri sizce nelerdir? Bu bağlamda, öncelikli olarak ele alacağınız sorunlar nelerdir?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Çankırı Karatekin Üniversitesi, 2007 yılında kuruldu. Genç, dinamik ve yeniliğe açık yapısıyla üniversitemiz, bölgesinde dikkat çeken bir eğitim kurumu hâline geldi. Yıllar içerisinde öğrenci sayısındaki artış, akademik çeşitlilik ve fiziki altyapıdaki ilerleme bu potansiyelin en somut göstergeleridir.


Üniversitemizin güçlü yönleri arasında; alanında yetkin, genç ve üretken bir akademik kadroya sahip olması, öğrenci sayısı, kampüs altyapısı ve bölgesel etkisi giderek artan sosyal sorumluluk projeleri sayılabilir.


Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen üniversitemizin hâlâ çözülmesi gereken bazı yapısal sorunları bulunduğunu da göz ardı edemeyiz. En önemli meselelerden biri, akademik üretkenliğin ve araştırma altyapısının sürdürülebilirliğidir. Araştırma merkezlerinin yeterince aktif olmaması, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin sistematik olarak kurulamamış olması ve bazı bölümlerdeki akademik kadro eksikliği, çözülmesi gereken başlıca alanlardır. Ayrıca, dijital altyapının ihtiyaçlara tam olarak cevap verememesi ve bazı akademik programların güncellenmemiş olması da zayıf yönlerimizdendir. Yerel medyadan öğrendiğim kadarıyla çok sayıda öğretim üyesi, üniversite yönetimiyle yaşadığı sıkıntılar nedeniyle farkı üniversitelere gitmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle bazı fakülte ve bölümlerde öğretim elemanı yetersizlikleri söz konusudur; bu durum ise hem programların niteliğini hem de öğrenci memnuniyetini olumsuz etkilemektedir.


Uluslararasılaşma konusunda hâlâ almamız gereken bir mesafe var. Öğrenci ve akademisyen hareketliliğini artıracak ikili anlaşmalar, ortak diplomalar ve uluslararası kongre organizasyonları bu yönde öncelikli hedeflerim arasında yer alacaktır. Etkileyici manzaraları ve zengin bitki örtüsüyle Orta Anadolu’nun en önemli turizm merkezlerinden birisi olan Ilgaz Dağımız neden uluslararası akademik toplantılarının yapıldığı bir kongre merkezi haline gelmesin? Üniversitemizin dünya ile daha fazla temas kurması, yalnızca akademik değil, kültürel ve ekonomik açıdan da ciddi bir sinerji yaratacaktır.


Üniversitemizin uluslararasılaşma çalışmalarını hızlandırmak, araştırma projelerinin sayısını ve bütçesini artırmak, sanayiyle olan iş birliğini güçlendirmek, mali kaynakları çeşitlendirmek ve öğrenci memnuniyetini artırmak için kapsamlı ve sürdürülebilir adımlar atmayı planlıyorum. Ayrıca, fiziki altyapıyı güçlendirmek, laboratuvar imkanlarını artırmak ve yeni programlar açarak öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap vermek, üniversitemizi bir cazibe merkezi haline getirmek de öncelikli hedeflerim arasında olacaktır.


Bir diğer kritik konu ise   üniversite-sanayi iş birliği. Çankırı ve çevresindeki sanayi kuruluşlarıyla güçlü ve sürdürülebilir ortaklıklar kurarak öğrencilerimize daha fazla uygulamalı öğrenme ve istihdam imkânı yaratmalıyız. Aynı zamanda üniversitemizin araştırma çıktılarının sanayiye transfer edilmesini sağlayacak mekanizmaları ve özellikle yeni kurulan teknokent imkanlarını güçlendirmeyi hedefliyorum.



Finansal kaynakların çeşitlendirilmesi, üniversitemizin geleceği açısından hayati bir mesele. Açık konuşmak gerekirse, Çankırı uzun yıllardır göç veren bir şehir. Bugün İstanbul’da, Ankara’da ve daha nice büyükşehirde sanayiye, ticarete yön veren, ülkemize ciddi katkılar sunan çok sayıda hemşehrimiz var. Ne var ki, bu değerli insanların üniversitemizle güçlü bağlar kurmaları için bugüne kadar yeterince çaba gösterilmediğini üzülerek görüyorum. Bu, geçmiş dönem yönetimlerinin ciddi bir ihmali, hatta belki de kayda değer bir eksikliği.

Çankırılı bir akademisyen olarak bu eksikliği gidermeyi öncelikli hedeflerden biri olarak görüyorum. Hemşehrilerimizle bağlarımızı kuvvetlendirmek, onları üniversitemizin bir parçası hâline getirmek için elimden geleni yapacağım. Çünkü biliyorum ki, yeter ki gönülden bir davet gelsin; Karatekin Üniversitesi için hiçbir destekten kaçınmazlar. Bu konuda bana iletilen sitemleri kulak ardı etmem mümkün değil. Tanıdığım birçok Çankırılı iş insanı, “Bize neden kimse ulaşmadı?” diye soruyor. Bu sesi duymak, bu beklentiyi karşılamak zorundayız.


Üniversitemizin sadece kamu kaynaklarına mahkûm kalmadan; proje gelirleri, ulusal ve uluslararası fonlar, bağışlar ve sponsorluklarla daha esnek, daha güçlü bir mali yapıya kavuşması için kararlılıkla çalışacağım. Ben şuna inanıyorum: Karatekin Üniversitesi’nin potansiyeli büyük, destekle de daha da büyüyecek.


Öğrenci memnuniyeti bir hedef değil, bir yönetim kültürü olmalıdır. Fiziki olanaklardan akademik danışmanlığa, kültürel etkinliklerden kariyer planlamaya kadar pek çok alanda öğrencilerimizin kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak zorundayız. Bu bağlamda, sosyal yaşam alanlarının artırılması, öğrenci kulüplerinin desteklenmesi ve akademik danışmanlık sisteminin yeniden yapılandırılması ilk adımlarımız arasında yer alacaktır.

Üniversitemizin potansiyeline yürekten inanıyorum. Doğru adımlarla, birlikte yönetilen, birlikte gelişen bir yapıyla Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin, örnek bir kurum olacağından, İç Anadolu’nun en önemli üniversitelerinden biri haline geleceğinden şüphem yoktur. Zaten üniversitenin kuruluş amacı da buydu.


Bunu Karatekin Üniversitesi’nin kuruluş çalışmalarında yer almış birisi olarak söylüyorum. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin kuruluş sürecinde, Sayın Nevzat Ayaz başkanlığında oluşturulan istişare heyetlerinde bizzat görev aldım. Kuruluş aşamasında yapılan vizyon toplantılarında, bu üniversitenin sadece fiziki değil, fikirsel temellerinin atıldığı ortamlarda genç bir akademisyen olarak bulundum. Yani bu kurum bana yabancı değil; aksine ilk adımlarından itibaren parçası olduğum bir yapıdır. Bu yakınlık, üniversitenin geçmişiyle geleceği arasında sağlıklı bir köprü kurmamı mümkün kılacaktır.


Üniversitemizi daha da büyütmek için öncelikli hedefim, fakülteler arası eşgüdümü güçlendirmek, kalite güvencesi sistemini işler kılmak ve Ar-Ge faaliyetlerinin üniversitenin vizyonuna yön vermesini sağlamaktır. Bunun yanında, öğrenci memnuniyetini artıracak sosyal ve kültürel ortamı oluşturmak, yerel toplulukla üniversite arasındaki duvarları kaldırmak da önemsediğim başlıklardır. Akademik kadronun niteliksel gelişimi, lisansüstü programların yeniden yapılandırılması, kurumsal kimliğin netleştirilmesi ve dış paydaşlarla sürdürülebilir ilişkilerin kurulması da öncelik vereceğim konular arasında yer alıyor.

Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Çankırılı çok sayıda akademisyen, bugün Türkiye’nin dört bir yanında, önemli üniversitelerde, ciddi görevler üstleniyor. Kimi dekan, kimi bölüm başkanı, kimi rektör yardımcısı, hatta rektör. Birçoğu bilimsel başarılarıyla takdir gören, alanında saygınlık kazanmış isimler. Fakat ne yazık ki, bu kıymetli akademisyenlerin doğdukları, büyüdükleri, aidiyet duydukları bu topraklara olan mesafeleri zamanla artmış gibi görünüyor.



Artık bu sessizliğin son bulması gerektiğine inanıyorum. Çankırı’nın evlatları olarak, bu şehrin yarınlarına karşı hepimizin bir borcu var. Rektörlük adaylığımı bu çerçevede de değerlendirebilirsiniz. Rektörlük adaylığımı sadece bir idari görev değil, aynı zamanda bir çağrı olarak da görebilirsiniz. Bu çağrı, sadece bana değil, bu şehirle gönül bağı olan tüm akademisyenleredir: Gelin, bilgi birikiminizi, deneyiminizi, ilginizi bu üniversitenin hizmetine sunun. Birlikte düşünelim, birlikte üretelim, birlikte yükselelim.


Çünkü ben, bir üniversitenin sadece kamu kaynaklarıyla ayakta durabileceğine inanmıyorum. Günümüzün dünyasında, üniversiteler artık sadece bilgi üreten kurumlar değil; aynı zamanda şehirleriyle, iş dünyasıyla, sivil toplumla iç içe çalışan, topluma yön veren aktörlerdir. Bu noktada özel sektörle kurulacak iş birlikleri, sivil toplum kuruluşlarının katkıları ve özellikle de Çankırılı hayırsever iş insanlarımızla geliştirilecek ilişkiler, üniversitemize maddi desteğin çok ötesinde, vizyoner bir dinamizm kazandıracaktır.

Eminim ki iş dünyamız da bu konuda sorumluluk almaya hazır. Zira bugüne kadar birçok girişimci hemşehrimizden bu yönde samimi dilekler, öneriler dinledim. Fakat üzülerek belirtmeliyim ki, bu bağlar yıllar içinde yeterince kurulamamış. Gerekli adımlar atılmamış, karşılıklı güven ve iletişim yeterince inşa edilememiş. Bunun birçok sebebi olabilir. Belki de geçmişte göreve getirilen bazı rektörlerin şehir dışından gelmiş olması, bu bağın kurulamamasında etkili olmuştur. Elbette bu bir suçlama değil. Bunda söz konusu arkadaşlarımızın bir eksiği de olmayabilir. Ancak bir şehri, o şehrin insanını, kültürünü, sosyal dokusunu ve dinamiklerini tanımadan, o şehirle kalpten bir bağ kurmadan bu tür stratejik ilişkileri geliştirmek gerçekten çok zor.


Ben bu açığı kapatmayı, akademi ile iş dünyası arasında sağlam ve kalıcı köprüler kurmayı son derece önemsiyorum. Yalnızca üniversiteyi büyütmek için değil, Çankırı’nın topyekûn kalkınmasını sağlamak için de bu iş birliğine ihtiyaç var. Şehrimizin kültürel, ekonomik ve sosyal potansiyelini üniversiteyle bir araya getirerek, sürdürülebilir bir kalkınma modeli inşa etmeyi hedefliyorum. Üniversite sadece kampüs duvarlarının içinde yaşayan bir kurum değil; şehrin damarlarında dolaşan, insanına dokunan, üretime ve gelişime omuz veren bir merkez olmalıdır.


Özetle söylemek gerekirse: Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin potansiyeline yürekten inanıyorum. Bu potansiyeli harekete geçirmek, üniversitemizi hem bölgesel hem ulusal ölçekte hak ettiği yere taşımak için tüm bilgi birikimim, deneyim ve bağlantılarımla görev almaya, sorumluluk üstlenmeye hazırım. Bu bir makam arayışı değil; bu, memleketime olan vefa borcumu ödeme niyetidir.



"Uluslararasılaşma, sadece öğrenci değişimi değil; bir zihniyet dönüşümüdür"


Üniversitenin uluslararasılaşma stratejisi kapsamında hangi ülkelerle ve kurumlarla iş birliği yapmayı hedefliyorsunuz? Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin uluslararası alandaki görünürlüğünü artırmak, öğrenci ve öğretim üyesi değişim programlarını geliştirmek için hangi adımları atacaksınız?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Uluslararasılaşma, çağdaş bir üniversitenin vizyoner kimliğini tanımlayan en önemli unsurlardan biridir. Bu doğrultuda Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin “yalnızca yerel bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel ölçekte tanınan bir bilim merkezi” haline gelmesi için güçlü adımlar atmak zorundayız. Uluslararasılaşmayı yalnızca bir “yurt dışı öğrenci” meselesi olarak değil, akademik bir vizyon, kültürel diplomasi ve bilimsel iş birliği modeli olarak görüyorum.


Öncelikli hedef bölgelerimiz; Avrupa Birliği ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri, Balkan coğrafyası, benim “Gönül Coğrafyamız” olarak nitelendirdiğim tarihsel ve kültürel bağlarımız olan ülkeler olacaktır. Erasmus+ ve Mevlana gibi hareketlilik programlarını etkinleştirerek Avrupa’daki üniversitelerle çift diploma, ortak yüksek lisans ve doktora programları geliştirmeyi planlıyorum. Aynı zamanda Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar'daki üniversitelerle mevcut bağlarımızı kültürel ve bilimsel projeler aracılığıyla pekiştireceğiz. Bu hem dil birliğini hem gönül coğrafyamızdaki etkili akademik bağları kuvvetlendirecektir. Türk dünyasıyla dilde, fikirde, işte birlikte üniversiteler önemli bir köprü aracı görebilir.

Dünyanın önemli üniversiteleriyle de teknoloji odaklı iş birlikleri kurarak özellikle “yapay zeka, medya, mühendislik ve sağlık bilimleri” gibi alanlarda öğrenci ve akademisyen değişimini teşvik edeceğiz. Ortak araştırma laboratuvarları, uluslararası makale platformları ve Ar-Ge merkezleri kurulması da planlarımız arasında yer alıyor.


Bu hedefleri gerçekleştirmek için bazı somut yapısal adımları hayata geçirmeyi planlıyoruz:

  • Üniversitemizin web sitesi ve sosyal medya platformlarını çok dilli (İngilizce, Çince, Arapça) hale getirerek dijital görünürlüğü artıracağız.

  • İngilizce hazırlık eğitiminin niteliğini yükselterek bazı bölümlerimizde çift dilli (Türkçe-İngilizce) eğitim modeline geçeceğiz.

  • Uluslararası öğrenci ofisini yeniden yapılandırarak, barınmadan kültürel adaptasyona, akademik danışmanlıktan kariyer yönlendirmeye kadar kapsayıcı destek mekanizmaları oluşturacağız.

  • Akademisyenlerimizin uluslararası yayınlar, kongre katılımları ve yurt dışı iş birliklerine katılımını teşvik edecek finansal ve kurumsal destekler sağlayacağız.

  • YÖKAK akreditasyonu ve uluslararası değerlendirme kuruluşlarıyla iş birlikleri geliştirerek üniversitemizin küresel sıralamalarda görünürlüğünü artıracağız.


Bu noktada kişisel bir deneyimimi de paylaşmak isterim: Bilindiği gibi Kırgızistan Manas Üniversitesi'nde İletişim Fakültesi Dekanlığı, Rektör Yardımcılığı ve Rektör Danışmanlığı gibi görevler üstlendim. Bu tecrübeler bana şunu gösterdi: Uluslararasılaşma, yalnızca formal protokollerle değil; kültürel bağ, dil yakınlığı ve karşılıklı anlayışla büyür. Bu anlayışla Türk Dünyası ile olan bağları yalnızca geçmişin romantizmiyle değil, geleceğin iş birliği projeleriyle pekiştirmek istiyorum. Türkçe bilmeyen Türk topluluklarına akademik destek sunmak da bu vizyonun bir parçası olacaktır.


Sonuç olarak, Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin ismini hem Türk dünyasında hem de küresel akademik platformlarda daha sık ve daha güçlü bir biçimde duyurmak en önemli hedeflerimden biridir. Bu Emir Karatekin Bey’e, yani bu toprakları bize yurt olarak kazandıran atamız Karatekin Gazi’ye de bir vefa borcumuzdur. Uluslararasılaşma, sadece öğrenci değişimi değil; bir zihniyet dönüşümüdür. Ve bu dönüşüm, üniversitemizin kurumsal kimliğini küresel ölçekte yeniden tanımlayacaktır.



“Türk Dünyası ve Gönül Coğrafyamızla bağımız derinleşmeli”


Türk Dünyası ve Balkan ülkeleriyle akademik ilişkileri güçlendirmek için ne tür projeleriniz var? Gönül coğrafyalarımızdaki üniversitelerle ortak çalışmalar yapmak, öğrenci ve öğretim üyesi değişimini artırmak için neler planlıyorsunuz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Türk Dünyası ve Balkan coğrafyası, sadece stratejik değil; aynı zamanda tarihsel, kültürel ve gönül bağlarımızın çok güçlü olduğu bir alandır. Bu nedenle üniversitemizin bu bölgelerle ilişkilerini derinleştirmek ve kurumsallaştırmak hem kültürel misyonumuzun hem de akademik vizyonumuzun önemli bir parçasıdır. Bu bağlamda Türk Dünyası ve Balkan ülkeleriyle ilişkileri yalnızca mevcut protokollerle sınırlı tutmak değil, gerçek anlamda ortak üretim, kültürel paylaşım ve bilimsel etkileşim ekseninde güçlendirmek istiyoruz. Bu noktada üniversiteden arkadaşlarımla birlikte önemli çalışmalar yaptım.


Bu hedef doğrultusunda hayata geçirmeyi planladığımız başlıca projeler şunlardır:

  • Ortak araştırma merkezleri kurulması: Kırgızistan, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Balkan ülkelerinde faaliyet gösteren partner üniversitelerle, sosyal bilimler, tarım, mühendislik, medya ve iletişim gibi alanlara odaklanan çok disiplinli araştırma merkezleri kuracağız.

    Ortak lisansüstü programlar ve çift diploma imkanları: Lisansüstü düzeyde yürütülecek ortak programlarla hem öğrenci hem de akademisyen değişimini teşvik edecek, bu coğrafyalarda nitelikli akademik insan kaynağının gelişimine katkı sağlayacağız.

  • TÜRKÜNİB çatısı altında konsorsiyumlar: Türk Üniversiteler Birliği (TÜRKÜNİB) aracılığıyla çok taraflı iş birlikleri geliştirerek tematik yaz okulları, çalıştaylar ve bölgesel akademik projeler yürüteceğiz.

  • Ortak sempozyumlar ve kültürel etkinlikler: Bu bölgelerdeki üniversitelerle birlikte akademik konferanslar, kültürel etkinlikler ve yayın projeleri hayata geçirerek karşılıklı kültürel diplomasiyi güçlendireceğiz.

  • Türkçe eğitim desteği: Türkçe eğitim veren bölümlere öğretim üyesi ve materyal desteği sağlayarak, Türkçenin bilim dili olarak etkinliğini artıracağız.

  • Ayrıca, öğrenci ve öğretim üyesi değişimini artırmak için destekleyici yapısal adımlar da planlamaktayım:

  • Burs ve konaklama imkanları: Gönül coğrafyamızdan gelen öğrencilere yönelik burs programları oluşturacak, konaklama imkanları sağlayarak üniversitemizi tercih etmelerini kolaylaştıracağız.

  • Dil destek programları: Türkçeyi yeterince bilmeyen öğrenciler için üniversitemizde Türkçe kursları ve hazırlık sınıfı uygulamaları sunacağız.

  • Uyum ve oryantasyon programları: Çankırı’ya yeni gelen uluslararası öğrencilere yönelik tanıtım, kültürel adaptasyon ve sosyal uyum programları düzenleyeceğiz.


Bu sürecin temelinde yatan felsefemiz; Türk Dünyası’yla kalpten bir bağ kuran, kültürel mirasımızı taşıyan ve uluslararası platformlarda ortak değer üretebilen bir üniversite modeli inşa etmektir.


Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde yürüttüğüm görevler sırasında bizzat şahit oldum ki; Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere gönül coğrafyamızla kurulacak her türlü akademik ve kültürel iş birliği sadece mümkündür demekle kalmıyor, aynı zamanda son derece verimli, uzun vadeli stratejik bir yatırımdır. Bu tecrübeler bana gösterdi ki, doğru kurulan ilişkilerle hem bilim kazanıyor hem dostluk hem de ortak gelecek.


Bana göre artık bir üniversitenin sadece kendi kampüsüne kapanması mümkün değil. Türkiye’nin dünyaya, özellikle de Balkanlar’a, Afrika’ya, Orta Asya’ya ve Türk Cumhuriyetleri’ne açılan kapılarından biri olmak, üniversitelerimize hem büyük bir sorumluluk hem de eşsiz bir fırsat sunuyor.



Uluslararasılaşmak; birkaç protokol imzalamak ya da yabancı öğrenci sayısını artırmakla sınırlı değil. Gerçek anlamda uluslararası bir üniversite olmak; müfredatları çağın gereklerine göre yenilemek, farklı kültürlerle içten iş birlikleri kurmak, gençlerimizi dünyayı tanıyan, farklılıklarla barışık, evrensel değerlere açık bireyler olarak yetiştirmekle mümkün olur. Hem kendi kültürümüzü dünyaya anlatmalı hem başka coğrafyaların kültürüne kulak vermeliyiz. Bu süreçten en çok kazanç sağlayacak olan da hiç şüphesiz gençlerimiz olacaktır.

Ben bu süreci yalnızca desteklemiyorum; aynı zamanda heyecanla sahiplendiğimi ifade etmek istiyorum. Çünkü inanıyorum ki üniversitelerimiz bu vizyona sahip çıktığında, Türkiye’nin uluslararası düzlemdeki etkisi de çok daha güçlü, kalıcı ve derinlikli olacaktır. Akademi ile dış politika bir arada yürüyebilir; hatta birbirini tamamlayabilir. Bu yolculukta üniversitelere düşen rol her zamankinden daha büyük.


Türk Dünyası ile ilişkiler, benim için sadece bir akademik alan değil, aynı zamanda bir gönül meselesidir. Bu bağı sadece geçmişin hatırası olarak değil, geleceğin ortak vizyonu olarak görüyorum. Ve inanıyorum ki, Çankırı Karatekin Üniversitesi bu vizyonun öncü kurumlarından biri olabilir, olmalıdır da. Bu hedef için bilgi ve tecrübemle, yürekten bir kararlılıkla çalışmaya hazırım.



“Bilgiyi sadece tüketen değil; üreten, yaygınlaştıran bir üniversite”


Bilimsel araştırma ve yayın performansını artırmak için hangi stratejileri uygulayacaksınız? Araştırmacıları teşvik etmek ve desteklemek için ne tür mekanizmalar oluşturacaksınız?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Bilimsel araştırma, bir üniversitenin itibarını belirleyen en güçlü göstergelerden biridir. Bu nedenle, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin araştırma ve yayın kapasitesini artırmak, rektörlük vizyonumun temel önceliklerinden biridir. Bilimsel üretim sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda topluma katkıyı, bilgi birikimini ve uluslararası tanınırlığı da beraberinde getirir.


İlk adım olarak, araştırma odaklı bir akademik kültür ortamı oluşturmayı ve teşvik sistemimizi bu doğrultuda yeniden yapılandırmayı hedefliyorum. Bu kapsamda hem niceliğe hem de niteliğe önem veren, yüksek etki faktörlü dergilerde yayınları destekleyen bir performans anlayışını kurumsallaştıracağız.

Bu hedef doğrultusunda planladığımız temel stratejiler şunlardır:

  • Araştırma bütçesinin artırılması: Üniversitemizin araştırma kaynaklarını güçlendirecek, proje bazlı destek mekanizmaları oluşturacağız.

  • Yayın teşvik sistemi: Uluslararası endeksli ve yüksek etki faktörlü dergilerde yayın yapan akademisyenlerimiz için nitelik odaklı yayın teşvik ödülleri vereceğiz.

  • Araştırma Fonu kurulması: Bilimsel projelere doğrudan destek sağlayacak, BAP ve dış fonlara başvuru yapan akademisyenlere ön finansman desteği sunacağız.

  • Konferans ve sempozyum desteği: Uluslararası etkinliklerde üniversitemizi temsil eden araştırmacılara seyahat, konaklama ve kayıt ücreti desteği sağlayacağız.

  • Disiplinler arası araştırmaların teşviki: Fakülteler arası etkileşimi artıran, toplumla temas kuran ve yenilikçi çözümler sunan projeleri öncelikli olarak destekleyeceğiz.

  • Ayrıca, genç araştırmacıların desteklenmesini ve akademik üretime aktif katılımını sağlamak üzere aşağıdaki yapıları kuracağız:

  • Akademik Performans İzleme ve Teşvik Birimi: Yılda iki kez alınacak akademik faaliyet raporlarıyla, araştırmacıların gelişimi sistematik biçimde izlenecek ve ödüllerle desteklenecektir.

  • Mentorluk programları: Deneyimli öğretim üyeleriyle genç akademisyenleri eşleştirerek, bilgi aktarımı ve proje ortaklığı süreçlerini destekleyeceğiz.

    Doktora sonrası araştırma bursları: Genç akademisyenlerin üniversitemizde araştırmalarına devam etmeleri için özel burslar ve altyapı desteği sunacağız.

  • Proje yazma ve yürütme eğitimleri: TÜBİTAK, Avrupa Birliği, Horizon Europe gibi kaynaklara başvuru yapacak araştırmacılar için bire bir danışmanlık ve eğitimler düzenleyeceğiz.

  • Araştırma merkezlerinin altyapısının güçlendirilmesi: Mevcut laboratuvar ve araştırma altyapılarını modernize ederek akademisyenlerimizin daha nitelikli projeler üretmesine olanak tanıyacağız.

Ayrıca, araştırma sonuçlarının toplumsal ve sektörel görünürlüğünü artırmak için yayın destek programları, açık erişim teşvikleri ve kamuoyuna yönelik bilimsel bilgilendirme projeleri de planlamaktayız.

Üniversiteler sadece bilgi tüketen değil; bilgi üreten, bilgiyi yaygınlaştıran ve hayatı dönüştüren kurumlar olmalıdır. Bu dönüşümün merkezinde ise bilimsel araştırma kültürü yer alır. Amacım, bu kültürü kurumsallaştırmak ve araştırmacılarımızın önünü açan bir yönetim anlayışıyla üniversitemizi çok daha güçlü bir akademik geleceğe taşımaktır.



"Akademisyene ilham veren, destek olan bir yapı kurulmalı”


TÜBİTAK ve benzeri fonlardan daha fazla yararlanmak için ne tür çalışmalar yapacaksınız? Proje yazma ve yürütme süreçlerini nasıl destekleyeceksiniz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Üniversitelerin akademik gelişimini ve uluslararası rekabet gücünü artırmanın temel yollarından biri, dış kaynaklı fonları daha etkin kullanmaktan geçer. TÜBİTAK, Avrupa Birliği ve benzeri fonlara erişim sadece maddi bir katkı değil, aynı zamanda bilimsel üretimin kalitesini yükselten stratejik bir yatırımdır. Bu anlayışla, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde proje odaklı bir kültür oluşturmayı ve araştırmacılarımızı sistemli bir şekilde desteklemeyi hedefliyorum.


İlk adım olarak, üniversitemiz bünyesinde yer alan “Proje Destek Ofisini” uluslararası deneyimli akademisyenlerin katkılarıyla güçlendireceğiz. Bu ofis; TÜBİTAK, Horizon Europe, Erasmus+, COST gibi ulusal ve uluslararası fonların tüm çağrılarını akademisyenlerimize duyuracak, proje yazımından yürütmeye kadar tüm süreçlerde aktif danışmanlık sağlayacak, başarılı proje örneklerini paylaşarak araştırmacılar arasında ilham verici bir etkileşim ortamı oluşturacaktır.


Her fakültede kurulacak alt birimlerle, yerinden ve hızlı destek sağlanacak; ayrıca deneyimli akademisyenlerin bilgi birikiminden faydalanmak üzere mentorluk sistemleri devreye alınacaktır. Bu, özellikle ilk kez proje yazacak araştırmacılarımız için büyük bir motivasyon kaynağı olacaktır.


Bu kapsamda yukarıda belirtiğimiz adımlara ilave olarak şunları gerçekleştireceğiz:

  • Proje Yazma Atölyeleri: TÜBİTAK ve benzeri fonlara başvuru yapacak akademisyenler için düzenli olarak uygulamalı eğitimler gerçekleştirilecek. Bu atölyelerde başvuru formları, bütçe planlamaları ve yazım stratejileri detaylı biçimde ele alınacak.

  • Ön Değerlendirme Süreci: Hazırlanan projeler, ilgili birimimizde bilimsel içerik, yöntem ve bütçe açısından ön değerlendirmeye tabi tutulacak. Böylece, başvuruların kabul oranı artırılmış olacak.

  • Ar-Ge Proje Fonu: TÜBİTAK’tan destek alamayan ancak bilimsel açıdan kıymetli görülen projelere üniversitemiz içinden kaynak tahsisi sağlanacak. Bu, araştırma azmini destekleyen önemli bir teşvik mekanizması olacak.

  • Proje Ortaklıkları ve Konsorsiyumlar: Diğer üniversiteler, araştırma merkezleri ve sanayi kuruluşlarıyla iş birliği protokolleri yaparak büyük ölçekli ve çok paydaşlı projelere katılımımızı artıracağız.

  • Proje Yürütme Desteği: Fon kazanan öğretim üyelerimiz için bütçe yönetimi, insan kaynağı koordinasyonu, raporlama ve dokümantasyon gibi süreçlerde profesyonel destek sağlanacak.

  • Başarılı Uygulama Paylaşımı: TÜBİTAK projelerinde başarı elde etmiş öğretim üyelerimizi, deneyimlerini diğer meslektaşlarıyla paylaşmaları için özel oturumlarda buluşturacağız.

Benim bakış açıma göre, bilimsel proje üretmek sadece bireysel gayretle yürüyen bir iş değil. Elbette kişisel çaba çok kıymetli ama esas olan, bu çabaların arkasında güçlü bir kurumsal vizyonun durması. Akademisyene ilham veren, yol açan, destek olan bir yapı kurulmadan, kimseye “hadi proje üret” demekle işler yürümez.


Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız takdir eder ve bu göreve atanırsam, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde tam da bu anlayışı yerleştirmek için var gücümle çalışacağım. Her akademisyenimizin kendini değerli ve üretken hissedeceği bir iklim oluşturmak, proje üretmenin sadece bazı kişilerin işi değil, herkesin katkı sunabileceği bir alan olduğunu göstermek istiyorum. İnanın bana, bu mümkün. Yeter ki akademik heyecanın önünü açalım, bürokrasiyi kolaylaştıralım ve birlikte üretmeye inanalım.

 


"Şeffaf, hesap verebilir ve katılımcı yönetim ahlakı sorumluluktur"


Akademik kadro ve öğrencilerle ilişkilerde nasıl bir yönetim anlayışı benimseyeceksiniz? Şeffaflık, katılımcılık, adalet ve hesap verebilirlik ilkelerini nasıl hayata geçireceksiniz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Akademik hayatım boyunca görev yaptığım üniversitelerde farklı yöneticilik pozisyonlarında bulundum. Yöneticilik anlayışım her zaman kamu yönetimi etiğini esas alan; adalet, liyakat ve katılımcılık ilkeleri üzerine inşa edilmiştir. Benze şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik, sadece birer yönetim tercihi değil; bir üniversitenin topluma karşı taşıdığı ahlaki sorumluluğun temelidir.


Rektörlük görevine atanmam halinde, açık ve sürekli bir iletişim zemini oluşturacağım. Akademik kadromuzun ve öğrencilerimizin görüşlerine düzenli aralıklarla kulak verecek, bu görüşleri karar süreçlerine doğrudan taşıyacak yapılar kuracağım. Bu bağlamda; senato öncesi danışma toplantıları, öğrenci temsiliyetinin güçlendirildiği platformlar ve açık veri sistemleri gibi uygulamalarla üniversiteyi hep birlikte yöneteceğiz.


Karar alma süreçlerinde katılımcılığı esas alan bir anlayışla hareket edeceğim. Fakülte ve bölüm kurullarının yanı sıra öğrenci konseyleriyle de düzenli istişarelerde bulunarak, kapsayıcı ve çoğulcu bir yönetim iklimi kuracağım. Üniversitenin gelişim rotası, yalnızca yöneticilerin değil, tüm paydaşların katkısıyla çizilecektir.


Hesap verebilirlik, yönetimin vicdanıdır. Bütçeden akademik projelere, personel politikalarından sosyal etkinliklere kadar her alanda açıklık ve denetlenebilirlik sağlayacak mekanizmalar kuracağım. Mali saydamlık ilkesiyle hareket edecek, harcama ve kaynak kullanımına ilişkin düzenli kamu bilgilendirmeleri yapacağım.


Ayrıca, öğrenciyi merkeze alan bir yönetim tarzı benimsenecektir. Öğrencilerimizin sadece akademik değil; sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerini de dikkate alan politikalar üreteceğim. Onların üniversite deneyimlerini zenginleştirecek projelere öncelik tanıyacağım.

Akademik özgürlük, bilimsel verimliliğin ve kurumsal gelişimin temelidir. Öğretim üyelerimizin özgür düşünce ortamında üretim yapabileceği, idari baskılardan uzak bir akademik iklim inşa edeceğim. Her düşüncenin serbestçe ifade bulduğu, bilimin özgürce konuştuğu bir üniversite hedefliyorum.


Son olarak, bütün bu süreçlerde liyakat ve çeşitliliğe saygı vazgeçilmez ilkelerim olacaktır. Atamalarda ve görevlendirmelerde objektif kriterlere dayalı, adil ve hakkaniyetli bir yaklaşım izlenecektir. Her bireyin farklılıklarıyla birlikte saygı gördüğü, ayrıcalık ve ayrımcılığın hiçbir biçimine izin verilmeyen bir üniversite kültürü oluşturacağım.



“Mezunlar ve öğrenciler arasında mentorluk köprüsü kurulmalı”


Öğrenci memnuniyetini artırmak için hangi alanlarda iyileştirmeler yapmayı hedefliyorsunuz? Öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel gelişimlerini desteklemek için ne tür projeleriniz var?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Öğrenci memnuniyetini artırmak, üniversitenin başarısının en önemli göstergelerinden biridir. Bu doğrultuda hem akademik hem de sosyal gelişim açısından öğrencilerimize daha kaliteli hizmet sunmak için bir dizi iyileştirme yapmayı hedefliyorum. Karatekin Üniversitesi’nde hedefim, yalnızca eğitim veren değil; genç bireylerin hayatlarına dokunan, onları değerlerle buluşturan bir yükseköğretim atmosferi inşa etmektir. Bu çerçevede öncelikle, eğitim kalitesini artırmaya yönelik güncellemeler yaparak, öğretim yöntemlerini modern teknolojilerle uyumlu hale getireceğiz. Öğretim üyelerimizin pedagojik formasyonlarını güçlendirecek ve öğrenci merkezli bir yaklaşım benimseyeceğiz. Ayrıca, öğrenci danışmanlığı hizmetlerini daha etkili hale getirerek, akademik, kariyer ve kişisel gelişim konularında öğrencilere daha fazla rehberlik sağlayacağız.


Öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimlerini desteklemek adına bir dizi projeyi hayata geçireceğiz. Öğrenci kulüpleri ve topluluklarını daha aktif bir şekilde destekleyecek, her topluluğa yıllık bütçe ve etkinlik düzenleme desteği sağlayacağız. Ayrıca, "Kültür Kampüsü" Projesi ile fakülteler bazında kültürel etkinlikler düzenleyeceğiz. Konserler, tiyatro gösterimleri, münazara ve şiir dinletileri gibi etkinliklerde öğrencilerin aktif katılımını teşvik edeceğiz. Kırgızistan’da Manas Üniversitesindeyken; Türk Dünyası Sinema Şöleni, Bişkek Film Festivali gibi çalışmalarda bulundum. Türkan Şoray Üniversitemize gelmişti. Üniversitemiz gibi Çankırı’mızı da sosyal, kültürel, sanatsal faaliyetlerle çok neşeli bir şehir olmasına katkı sağlayacağız.  Spor faaliyetleri için ise mevcut tesislerin modernizasyonunu yaparak öğrenci takımlarını destekleyeceğiz ve üniversite içinde “Spor Ödülleri” sistemi kurarak hem rekabeti hem de motivasyonu artıracağız.


Barınma ve ulaşım sorunlarını çözmek için öğrencilere uygun fiyatlı konaklama imkânları sunacak, yurt kapasitesini artıracak ve kampüse ulaşımını kolaylaştıracak adımlar atacağız. Ayrıca, öğrencilerle düzenli toplantılar yaparak iletişimi güçlendirecek ve sosyal medya platformları üzerinden geri bildirim toplayacağız.


Mezunlar ve öğrenciler arasında mentorluk köprüsü kurmak için “Fakülte-Mezun Buluşmaları” düzenleyeceğiz var olanları daha etkin hale getireceğiz. Öğrencilerimizin kariyer gelişimlerini desteklemek amacıyla, seminerler, eğitimler ve staj imkânları sunacak, mezunlarımızla aktif bir şekilde bağlantı kurmalarını sağlayacağız. Ayrıca, gönüllülük projeleri düzenleyerek öğrencilerimizin sosyal sorumluluk bilincini artıracağız ve topluma duyarlı bireyler olarak yetişmelerini sağlayacağız. Bu projelerle, öğrencilerimizin hem akademik başarılarını hem de kişisel gelişimlerini desteklemeyi hedefliyoruz.



“Karatekin Üniversitesi, Çankırı’da yerel sanayinin çözüm ortağı olmalı”


Üniversite-sanayi iş birliği konusunda ne düşünüyorsunuz? Üniversite-sanayi iş birliği, mezunların istihdamı ve bölgesel kalkınma projelerinde Çankırı Karatekin Üniversitesi nasıl bir rol oynayabilir? Bu alanlarda somut hedefleriniz ve projeleriniz nelerdir?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Üniversiteler, yalnızca bilgi üreten kurumlar değil; bu bilgiyi toplumun, ekonominin ve kalkınmanın hizmetine sunan, bölgesel kalkınmaya öncülük eden ve bilgi ile üretimi bir araya getiren stratejik yapılardır. Bu anlayışla üniversite-sanayi iş birliği yönetim vizyonumda stratejik bir öncelik olacaktır. Bilginin ticarileşmesi, istihdam olanaklarının artması ve bölgesel kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesi bu iş birliğinin doğrudan çıktılarıdır.


Ben bir üniversiteyi, bulunduğu bölgenin gelişiminin hem entelektüel hem de teknolojik motoru olarak görüyorum. Bir ildeki üniversitenin yerel ihtiyaçlara duyarlı, çözüm odaklı ve kalkınmayı önceleyen bir vizyonla yönetilmesi gerekir. Bu çerçevede Çankırı’nın dinamik yapısını ve üretim potansiyelini üniversitemizle bütünleştirmek en temel hedeflerimden biridir. Bu hedefe yönelik olarak aşağıdaki somut projeleri hayata geçirmeyi planlıyorum:

Bu doğrultuda üç aşamalı somut bir plan öneriyorum:


  • İhtisaslaşma ve Uygulama Alanları: Çankırı’nın yerel üretim dinamikleri—başta gıda, tuz ürünleri, tarım ve hayvancılık olmak üzere—analiz edilerek, bu alanlara özel akademik iş birlikleri geliştirilecek. Fakültelerde oluşturulacak Danışma Kurulları aracılığıyla sektör temsilcileriyle sürekli temas halinde olunacak, ihtiyaç analizleri yapılacak ve müfredatlar buna göre güncellenecek. Üniversite olarak sadece bilgi üretmeyeceğiz, aynı zamanda bu bilgiyi bölgeye fayda sağlayacak şekilde kullanacağız. Tarımsal verimliliği artırmaktan kırsal turizme, yerel kalkınma planlarına katkı sağlamaktan çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarına kadar birçok alanda projeler geliştirileceğiz.

  • Teknopark ve Girişimcilik Kuluçkası: Üniversitemize bağlı Teknopark’ı daha etkin bir şekilde işlevsel hale getirecek, burada ön kuluçka merkezleri kuracağız. Bu merkezler, öğrencilerin ve akademisyenlerin yenilikçi iş fikirlerini hayata geçirmelerine, patent başvuruları yapmalarına ve kendi şirketlerini kurmalarına destek olacak.

  • Staj ve İstihdam Protokolleri: Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi ve yerel işletmelerle iş birliği içinde kapsamlı Staj ve İstihdam Protokolleri imzalanacak var olanların ise eksik ya da işlemeyen kısımlarını yeniden analiz edeceğiz. Öğrencilerimiz için sektörle birebir temas kuracakları zorunlu staj programlarını da gözden geçirecek ve geliştireceğiz.. Ayrıca, mezunlarımızın iş hayatına geçişini kolaylaştırmak için kurulan Kariyer Takip Ofisini güçlendirecek onların iş dünyasıyla bağlarını sürdüreceğiz.


Bu anlayışla, üniversitemizi bilgi üreten, bunu paylaşan ve uygulamaya dönüştüren bir merkez haline getirmek istiyoruz. Çankırı Karatekin Üniversitesi’ni yerel sanayinin çözüm ortağı, öğrencilerimizin ise geleceğe umutla bakan bireyler olarak yetiştiği bir yapıya kavuşturmayı hedefliyorum.



“Üniversiteler bölgesel kalkınma katkı sağlamalı”


Çankırı’nın ve bölgenin kalkınmasına üniversitenizin nasıl bir katkı sağlayabileceğini düşünüyorsunuz? Bölgesel kalkınma ajansları ve yerel yönetimlerle iş birliği yapmayı planlıyor musunuz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Çankırı Karatekin Üniversitesi, sahip olduğu akademik birikim ve araştırma kapasitesiyle bölgesel kalkınmanın doğal bir aktörü olarak konumlanmalıdır. Bu konu özel olarak yoğunlaştığım alanların başında geliyor. Daha önce “Bölgesel Kalkınma ve Üniversitelerin Rolü” başlıklı bir makaleyle konunun önemine dikkat çekmiştim. Bana göre üniversite; bilgi üretmenin ötesinde, ürettiği bilgiyi topluma ve yerel ekonomiye dönüşecek projelere dönüştürmekle yükümlüdür.


Çankırı ve bölgenin kalkınmasına katkı sağlamak için üniversitemizin bilgi ve deneyimlerini yerel yönetimlerle paylaşmayı, bölgesel kalkınma ajanslarıyla iş birliği yaparak toplumsal projeler geliştirmeyi ve bu projelerin hayata geçirilmesine destek olmayı planlıyorum. Yerel halkın gelişimine katkıda bulunmak amacıyla eğitim programları ve seminerler düzenleyecek, bölgenin ihtiyaçlarına yönelik uygulamalı araştırma projeleri yürütecek ve yerel üretici, sanayi, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla entegre çalışan bir üniversite yapısı kuracağım.


Üniversitemizin bölgesel kalkınmaya katkısı çok boyutlu olacak ve sadece sanayi ile sınırlı kalmayacaktır. Kırsal kalkınma, kültürel mirasın korunması, çevre ve sürdürülebilirlik gibi sanayi dışı alanlarda da disiplinlerarası projeler yürüteceğiz. Sosyal bilimlerden mühendisliğe, sağlık bilimlerinden güzel sanatlara kadar her alanda şehrimizin ve bölgemizin ihtiyaçlarını önceleyen uygulamalı çalışmalar gerçekleştireceğiz.


Bu kapsamda:

  • Ortak Proje Geliştirme: Bölgesel Kalkınma Ajansı ile imzalanacak iş birlikleri sayesinde; tarım, hayvancılık, tuz ve gıda sektörlerine yönelik uygulamalı Ar‑Ge projeleri yürüteceğiz. Daha önce yapılan ve başarılı olan çalışmaların devamlılığı için de destekler vereceğiz. Bu projelerde öğrenci ve akademisyenlerimiz, yerel üreticilerin verimliliğini artıracak sürdürülebilir teknolojiler geliştireceğiz.

  • Yerel Yönetimlerle Eşgüdüm: İl Özel İdaresi ve Çankırı Belediyesi ile karşılıklı danışma mekanizmaları kuracağız. Düzenli olarak gerçekleştireceğimiz “Kalkınma Yuvarlak Masası” toplantılarıyla; altyapı, turizm ve kültürel mirasın korunması projelerini birlikte planlayıp uygulamaya alacağız.

  • Eğitim ve Seminer Programları: İlçe merkezlerinde, meslek yüksekokullarında ve köylerde halk eğitimi seminerleri düzenleyerek; sürdürülebilir tarım teknikleri, küçük ölçekli gıda işleme, ekoturizm rehberliği gibi konularda bilgi aktaracağız. Böylece hem iş gücü niteliğini artıracak hem de girişimciliği teşvik edeceğiz.

  • Girişimcilik ve Kuluçka Merkezleri: Bölgesel kalkınma ajansının destekleri gözden geçirilecek, var olan kuluçka merkezini uluslararası merkezlerle işbirliğine yönlendireceğiz. Yerel genç girişimciler; mentorluk, ofis alanı ve küçük çaplı finansal destek imkânlarıyla fikirlerini ticarileştirirken, bölgede yeni istihdam alanları yaratmalarını da sağlayacağız.

  • Kültürel ve Turizm Odaklı Projeler: “Çankırı’nın Kültürel Mirası ve Ekoturizm” rotaları projesini hayata geçirerek, akademik ekibimizle bölgedeki tarihi ören yerlerinin dijital tanıtımını ve küçük ölçekli festival organizasyonlarını birlikte yürüteceğiz. Bu çalışmalar Çankırı ile ilgili hem kültürel bilinci artıracak hem de yerel ekonomiye canlılık katacaktır.

Bu sayede üniversitemiz; sadece teorik bilgi üreten bir kurum olmaktan çıkıp, bölgeyle entegre çalışan, kalkınma süreçlerinin tüm aşamalarına müdahil ve topluma doğrudan dokunan bir aktör haline gelecektir.



“Üniversitenin fiziki altyapısının iyileştirilmeli”


Üniversitenin fiziki altyapısı, kampüs yaşamı ve öğrenci memnuniyeti konusunda iyileştirme ve geliştirme planlarınız neler olacak? Özellikle kütüphane, laboratuvar ve spor tesisleri gibi alanlarda ne gibi yenilikler yapmayı düşünüyorsunuz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Üniversitenin fiziki altyapısının iyileştirilmesi, kampüs yaşamının zenginleştirilmesi ve öğrenci memnuniyetinin artırılması en öncelikli hedeflerim arasında yer almaktadır. Daha önce de vurguladığım gibi öğrenci memnuniyeti bir hedef değil, üniversitede bir yönetim kültürü olmalıdır. Bu doğrultuda, öğrencilerimizin öğrenme süreçlerini destekleyecek materyalleri sağlamak amacıyla kütüphane kaynaklarını artıracak, laboratuvarları modern ekipmanlarla donatacak ve spor tesislerini çağdaş standartlara ulaştıracağız. Ayrıca, öğrenci yaşam alanlarını genişleterek, sosyal aktivitelerin yapılabileceği, kampüsün daha yeşil ve yaşanabilir bir hale getirileceği yeni mekanlar oluşturacağız.


Üniversitemizin fiziki altyapısını, “akıllı kampüs” anlayışıyla dijital ve yeşil dönüşüm odaklı yenileyeceğiz. Çünkü öğrenme ve yaşam alanlarının esnek, teknolojiyle iç içe ve çok amaçlı olması gerekiyor.


- Kütüphane ve Çalışma Alanları: 7/24 erişilebilir dijital/kâğıtlı karma alanlar oluşturacağız; her katta “sessiz çalışma,” “grup proje” ve “dinlenme” bölümleri olacaktır. Kaynakların dijitalleştirilmesi, e-kitap ve veri tabanı aboneliklerinin artırılmasıyla desteklenecek; “dijital beden dili” yazımda bahsi geçen uzaktan etkileşim teknolojilerini kütüphane hizmetlerine entegre edeceğiz.


-Laboratuvarlar ve Atölyeler: Mühendislik, fen ve güzel sanatlar fakültelerindeki laboratuvarları “akıllı laboratuvar” konseptine taşıyacağız. IoT, yapay zekâ ve 5G altyapısı entegrasyonuyla, uzaktan deney yönetimi, veri toplama ve analiz süreçlerini modernize edeceğiz. Ayrıca, ortak kullanıma açık “inovasyon atölyeleri” kurarak disiplinlerarası projeleri teşvik edeceğiz. 


- Spor Tesisleri ve Sağlık Merkezi: Mevcut spor salonlarını çok amaçlı hale getirip, kapalı ve açık spor alanlarının sayısını artıracağız. Yeni nesil fitness ve sağlıklı yaşam teknolojileriyle donatılmış bir “Spor ve Sağlık Merkezi” inşa ederek, öğrencilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını destekleyeceğiz. Ayrıca, öğrenci takımlarına ve halk spor etkinliklerine ev sahipliği yapacak stadyum/çok amaçlı salon projeleri geliştireceğiz. 


- Yeşil ve Sosyal Mekânlar: Kampüs genelinde sürdürülebilir peyzaj tasarımları uygulayacak, dinlenme pistleri, mini amfiler ve açık hava sınıfları oluşturarak sosyal/kültürel etkinliklerin doğayla iç içe gerçekleşmesini sağlayacağız.


- Ulaşım ve Erişilebilirlik: Kampüs içi ulaşımı kolaylaştırmak ve daha sürdürülebilir hale getirmek adına bisiklet yolları, elektrikli servis araçları ve yaya dostu güzergâhlar oluşturulacaktır. Engelli öğrenciler için tüm binalar erişilebilir hale getirilecek; sesli yönlendirme sistemleri, rampalar, asansörler ve özel otoparklar gibi fiziksel düzenlemeler tamamlanacaktır.


- Kampüs Güvenliği ve Dijital Altyapı: Çocuklarınız bizlere emanet bu nedenle ayaklarına taş değsin istemem. Onların güvenliği için akıllı güvenlik sistemleri (kamera, kartlı geçiş, acil durum çağrı noktaları) yaygınlaştırılacak var olanlar gözden geçirilecek. Aynı zamanda kampüs genelinde kesintisiz ve hızlı internet altyapısı sağlanarak, dijital öğrenme platformlarının daha verimli kullanılması desteklenecektir. Açık Wi-Fi ağlarının güvenliğini artırmak ve siber farkındalık eğitimleriyle öğrenci dijital güvenliğini önceliklendirmek de hedeflerimizdendir.



"Yeni medya ve dijitalleşme, bilgiye erişimi demokratiriyor"


Dijitalleşme ve yeni medya alanındaki uzmanlığınızı üniversitenin dijital dönüşüm sürecine nasıl yansıtmayı düşünüyorsunuz? Uzaktan eğitim, dijital içerik üretimi ve online öğrenme platformlarını nasıl geliştireceksiniz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Dijitalleşme, günümüzde bir teknik yenilikten öte; eğitimin her boyutunu dönüştüren, akademik kültürü yeniden tanımlayan bir paradigma değişimidir. Bu alandaki uzmanlığımı, üç temel eksende üniversitenin dijital dönüşüm sürecine yansıtmayı planlıyorum: Öğrencilerimizin online öğrenme deneyimlerini iyileştirmek için etkileşimli içerikler ve sanal sınıflar oluşturmayı, dijital becerilerin kazandırılması için kurslar düzenleyerek bu alandaki yetkinliklerini artırmayı ve öğretim üyelerinin dijital yetkinliklerinin artırılması için kurslar ve eğitimler düzenlemeyi planlıyorum. Bu noktada BELTEK örneğini Çankırı’ya taşımak da planlarım arasında yer alıyor. BELTEK, Gazi Üniversitesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirilen bir teknik eğitim kurs projesiydi. Bu projenin amacı, kent halkını bilgi ve beceri sahibi yapmak, kentsel bütünleşmeyi sağlamak ve küçük ile orta ölçekli işletmelerin gelişimine katkıda bulunmakta. Son derece başarılı olan projenin uzun yıllar birim koordinatörlüğünü yürüttüm. Benzer bir projeyi Çankırı’da gerçekleştirmek, hemşerilerimizin hem bilgi ve becerilerini arttırmak hem de onlara her yerde geçerli olacak sertifikalar kazandırmak hedeflerim arasında yer alıyor. Hibrit bir yöntemle uzaktan eğitimin ötesine geçip, “dijital akademi” olarak tanımlayabileceğimiz hem pedagojik hem teknolojik açıdan ileri düzeyde bir öğrenme ekosistemi oluşturmayı hedefliyorum. Çünkü yeni medya ve dijitalleşme, bilgiye erişimi demokratikleştirirken, öğrenmeyi de bireyin ilgi ve ihtiyaçlarına göre özelleştiren bir araçtır. Karatekin Üniversitesi’ni bu vizyonla, geleceğin eğitim modeline öncülük eden bir kurum hâline getireceğiz.



 "Üniversite, kentle iç içe geçmiş bir yaşam alanıdır"


Çankırı’nın kültürel ve tarihi birikimini üniversiteyle bütünleştirmek ve yerel topluma katkı sağlamak için ne tür projeler öngörüyorsunuz?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Üniversite, kentle iç içe geçmiş bir yaşam alanıdır; tarih ve kültür ise bu alanın ruhunu besler. Çankırı’nın zengin kültürel mirasını ve yerel dinamiklerini merkeze alan bir “Açık Kampüs” vizyonuyla, aşağıdaki projeleri hayata geçirmek istiyorum:

  1. “Kültür Laboratuvarı” ve Toplumsal Atölyeler: Yerel zanaatkârlar, halk ozanları, tarihçiler ve öğrencilerimizin bir araya geldiği disiplinlerarası atölyeler düzenleyeceğiz. Geleneksel el sanatları, destan anlatıcılığı ve yöresel mutfak kültürü gibi alanlarda hem gençleri hem de halkımıza yönelik eğitim programları yürüteceğiz. 

  2. Tarihi Mekânların Canlandırılması ve Öğrenci Stajları: Kale, hamam, sivil mimari örnekleri gibi tarihi yapıların restorasyon projelerine öğrencilerimizin katılımını sağlayacağız. Böylece hem sahada mesleki deneyim kazanacaklar hem de Çankırı’nın somut mirasına sahip çıkacağız.

  3. Yerel Festivaller ve “Tarihten Sahneye” Projeleri: Tuz Madeni Müzesi’nden başlayarak, “Tuz ve Tarih Festivali” belgesel ve sinema şölenleri gibi yeni kültür etkinlikleri tasarlayacağız. Öğrenci topluluklarımız tiyatro gösterileri, belgesel sunumları ve müzik dinletileri ile tarihî mekânları sahneye dönüştürecek.

  4. Şehir-içi “Açık Dersler” ve Halk Üniversitesi: Rektör öğretim üyeleri olarak şehrin farklı mahallelerinde tarih, kültür ve kentlilik temalı halka açık dersler vereceğiz. Halkın bilgiye doğrudan erişimini sağlamak üzere “Halk Üniversitesi” programları düzenlemekde projelerim arasında yer alıyor.



“Karatekin Üniversitesi, Çankırılıların Ortak Eseri”


Son olarak, seçilmeniz halinde üniversite camiasına ve Çankırı halkına vermek istediğiniz mesaj nedir?

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Öncelikle şunu tüm samimiyetimle söylemek isterim: Çankırı Karatekin Üniversitesi, yalnızca bir eğitim kurumu değil; bu şehrin kalbinde atan, hepimizin ortak emeğiyle büyüyen bir değerdir. Bu üniversiteyi sahiplenmek, sadece akademisyenlerin, yöneticilerin ya da öğrencilerin değil; Çankırı’da yaşayan herkesin görevidir. Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız uygun görür ve bu göreve atanırsam, ben bu süreci “hep birlikte yürüyeceğimiz” bir yolculuk olarak görüyorum.


Şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik, yönetim anlayışımın temel taşları olacak. Akademisyenlerimizle, öğrencilerimizle, üniversite personelimizle ve elbette Çankırı halkıyla el ele vererek bu kurumu bir bilim ve kültür üssü haline getireceğiz. Çünkü ben inanıyorum ki bu şehirde kök salan bir üniversite, yalnızca kendi kampüsünü değil; çevresini, ekonomisini, sosyal hayatını ve kültürel dokusunu da dönüştürür.


Günümüzde üniversitelerin önemi yalnızca ders anlatmakla sınırlı değil. Artık teknoloji üretmek, disiplinler arası projeler geliştirmek, sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunmak zorundayız. Savunma sanayisinden tarıma, yapay zekâdan çevre teknolojilerine kadar pek çok alanda üniversiteler motor güç olabilir. Çankırı Karatekin Üniversitesi de bu potansiyele sahip. Ama bunun için elimizdeki avantajları doğru kullanmamız gerekiyor: Coğrafi konumumuz, Teknokent altyapımız, büyüyen uluslararası öğrenci profilimiz ve en önemlisi gençlerimizin enerjisi.


Ben bu üniversitenin, QS veya THE gibi uluslararası sıralamalarda adından söz ettiren, Türkiye’nin yükselen yıldızlarından biri olabileceğine yürekten inanıyorum. Ancak bunun yolu; kaliteli eğitimden, güçlü tanıtımdan, nitelikli akademik kadrodan ve mezunlarımızın başarısını izlemekten geçiyor.


Ve unutmayalım, gençlerimizin hayalleri bu ülkenin geleceğidir. Belki bir gün, Çankırı’da bir öğrencinin geliştirdiği bir sistem, dünyanın bir yerinde hayat kurtaracak. Belki de buradan doğan bir fikir, küresel bir barış teknolojisine dönüşecek. İşte o zaman, bu üniversiteye katkı sunan herkes “Ben de o hikâyenin içindeydim” diyebilecek.


Hemşerilerime temel mesajım şudur: Çankırı Karatekin Üniversitesi, hepimizin ortak eseridir. Birlikte korur, birlikte büyütür, birlikte geliştiririz. Rektör olarak atanırsam; şeffaflığın, katılımcılığın ve hesap verebilirliğin ışığında; akademisyeninden öğrencisine, memurundan halkına tüm paydaşlarla omuz omuza çalışacağım. Çankırı’nın geçmişini geleceğe taşırken, üniversitemizi bölgenin kültür ve bilim merkezi yapma yolunda hep birlikte yürüyeceğimize olan inancımla hepinizi yürekten selamlıyorum.


Prof. Dr.  Mehmet Sezai Türk ile yapılan  röportajı Haberci18.com internet sitesinden okuyabilirsiniz.. https://www.haberci18.com/rektor-adayi-prof-dr-mehmet-sezai-turk/27306/
Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk ile yapılan röportajı Haberci18.com internet sitesinden okuyabilirsiniz.. https://www.haberci18.com/rektor-adayi-prof-dr-mehmet-sezai-turk/27306/



 

 

 

 

 

 
 
 

Comments


bottom of page