top of page

Beden Dilinin Gizli Senaryoları

Güncelleme tarihi: 24 Şub

Beden dili kültürden kültüre değişebilir. Yaşlara ve cinsiyetlere göre de farklılık gösterebilir. Hatta aynı kültürel çevrede yetişmiş, benzer eğitimi almış kişiler arasında da farklı özellikler yansıtabilir.


  • Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK


İletişimde ilk izlenimler önemlidir. İlk izlenim dediğimiz şey ilk 30 saniyede yaptığınız hareketlerin, görüntünüzün ve söylediğiniz sözlerin bir bütünüdür. Klişeleşmiş sözlerimiz

vardır: “Ne söylediğiniz değil, onu nasıl söylediğiniz önemlidir”. Basit bir bakış, yüzlerce kelimeden daha çok şey ifade eder. Yapılan araştırmalarda, “gözle” alınan mesaj ilk izlenimin yüzde altmışını, “kulakla” alınan mesajın ise yüzde otuzunu oluşturduğu belirlenmiştir. Kişinin “ne söylediğini” belirten içerik ise, ilk izlenimin ancak yüzde onunu oluşturmaktadır. Beden dili, sözsüz mesajın kapsamı içerisindedir ve sözlü mesajı güçlendirici, anlamı kuvvetlendirici özellikler taşır. El, kol, baş ve vücudun diğer kısımları ile yapılan, sözlü mesajı destekleyici bedensel hareketler sonucunda ortaya çıkan mesajlara Beden Dili adı verilir.


Gündelik yaşantımızda bilerek ya da bilmeyerek çok yoğun bir şekilde beden dilini kullanırız. Duygu ve düşüncelerini düzgün bir şekilde sözcüklerle anlatmakta zorluk çekenlerin de sıklıkla beden diline başvurdukları görülmüştür. Beden dili kendimize olan güven ve güvensizliğimizi doğrudan yansıtır. Kendinden emin duruş, sinirli halinizi gösteren çatık kaş, tükenmişliği gösteren düşük omuz beden dili göstergeleridir.


Beden dili kültürden kültüre değişebilir. Yaşlara ve cinsiyetlere göre de farklılık gösterebilir. Hatta aynı kültürel çevrede yetişmiş, benzer eğitimi almış kişiler arasında da farklı özellikler yansıtabilir.


Erkek ve bayanların biyolojik özelliklerinden kaynaklanan davranış farklılıkları da bulunmaktadır. Cinsiyetler arasındaki bedensel ve fiziksel farklılıklar, kendilerine özgü hareketleri oluşturur. Saçları okşama ve geriye doğru atma, kolları beden dolama hareketi daha çok bayanlara uygun; elleri cebe sokma ya da beline yaslama erkeklere özgü hareketlerdir.


Elbise giyerken erkeklerin ilk önce sağ kolunu, bayanların ise sol kolunu kullandıkları belirlenmiştir. Yalan söylerken erkekler gözlerini aşağıya doğru kaçırırken bayanlar daha çok yukarı bakmayı tercih ederler. Yine yalan söylerken erkeklerde eller gözlere, bayanlarda buruna yönelir. Bayanlar saçlarıyla erkekler ise kravat, ceket kolu, kalem gibi aksesuarlarla çok sık oynarlar. (Bayanların saçını düzeltmesi veya arkaya atması “ilgiye” ihtiyacı olduğunun belirtisidir.) Bayanların başlarını yana eğik durumda tutup bakmaları duygusal bir ortam yaşadıklarını gösterir. Liseli kızların kitaplarını göğüs hizasında kavrayarak tutmaları, erkeklerde göremeyeceğimiz bir davranıştır. Bayanlar, çevreyi kısa süreli bakışlarla algılarken erkeklerin bakış süresi daha uzundur. Erkeklerle bayanların oturuş biçimlerinde de önemli farklılıklar görülür.


Sosyal hayatta birçok durumda, insan kendi gerçek duygularını gizlemek ister ancak herhangi bir biçimde kendisini ele verir. Bir topluluk içinde kişi sinirli, gergin ve hatta korkuyor olabilir, fakat yüzüne iliştirdiği bir gülümsemeyle mutluluk maskesi taşıması mümkündür. Dikkatli bir gözün algılayabileceği bazı küçük ipuçları iç ve dış dünyalar arasındaki bu farkın anlaşılmasına yardımcı olur.


İnsanlar yalan söyledikleri zaman en başarılı şekilde kontrol ettikleri, yüz ifadeleridir. Çünkü insan yalan söyleyeceği zaman yüz mimiklerini kontrol etmek için bilinçli bir çaba harcar. Hiç şüphesiz dikkatli bir gözlemci veya uzman için yalan söyleyen biri mimikleriyle de çok sayıda ipucu vermektedir. Ancak genel olarak düşünüldüğünün aksine, bir kişinin yalanını yüzüne veya gözüne bakarak anlamak pek kolay değildir. Yazımızın bu kısmı bilindik ifadelerdi.


Yazıma bir Etiyopya atasözüyle başlamak istiyorum. "akıllı köylü, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir; ama sessizce osurur."  Bu söz bize beden dilinin sadece görünenle sınırlı olmadığını göstermektedir. Piyasada beden diline yönelik birçok kitap yazıldığını kitapçı raflarına yada internette aradığınızda görebilirsiniz. Kitapları okuduğunuzda da karşınızdakinin el, kol, göz gibi beden hareketlerine odaklanır ve kendinize göre çıkarımlarda bulunursunuz.  Elde ettiğiniz sonuçlar doğrultusunda tutum geliştirir ve hayatınızı buna göre yönlendirmeye çalışırsınız.


Siyah beyaz televizyonların hayatımızın bir parçası olduğu dönemlerde bir eğlence biçimiyle tanıştık  “Maskeli Balo”. Bize farklı gelen sadece televizyonda gördüğümüz bu eğlence biçiminin hayatımızın akışını baştan başa değiştireceğini bilemezdik o yıllarda. Bizim bildiğimiz veba, cüzam gibi özellikle deri hastalıklarına yakalanmış  hastaların hastalıklarını göstermemek ve şehirlerde normal hayatlarını sürdürebilmek amacıyla kullandıkları bir araçtı maske. 


Günümüzde artık yüzü kapatan bir nesne değil maske. Yüzü görünmeyen bir kalkanla kaplayan, insanların farklı kimliklere bürünmesini sağlayan bir örtü.  Bazen korkularımızdan, bazen bir menfaat için takarız bu gizli maskeyi.  İyi bir dostmuş gibi davranmak, üzülmüş gibi yapmak, heyecanını ses tonuyla göstermeye çalışmak, bilge bir insanmış gibi davranmak ve maskelerin bize vermiş olduğu güven ve albeniden yararlanmak. Yani insanları yanıltarak bir fayda elde etmeye çalışmak? Onu taktığımızda biz, biz olmaktan çıkar maskenin simgelediği kişi oluruz birden. Hangi oyunu oynadığımızı bile unuturuz çoğu zaman. Çevremize de inandırmaya çalışırız bu yeni yüzümüzün ortaya koyduğu yeni kimliğe. Başarılı oluruz ya da olmayız bu önemli değil ama artık bu maskeler yüzünden tanıyamayız kimseyi. Kitaplarda size anlatılanlara da çok güvenmeyin. O anlatılanlar gerçek yüzler içindir maskeli yüzler için değil. Bilginin bu kadar rahat yayılmış olduğu bir ortamda zannetmeyin bilgiye sahip olan sadece sizsiniz. İnsanlar olanı değil olmasını istediğini anlatır beden diliyle. Gözler eskisi gibi güvenilir değil, yüzler geçmişteki gibi kızarmıyor maalesef. Günümüzde beden dili, gerçek yaşamı ortaya koymaya çalışan organlarımızın masum gösterisini sunduğu dünyadan çok uzak bir alanda çalışıyor.  Gördüğümüz her yüzün farklı bir senaryosu var. Düz anlamı beden diline göre kitaplarda yazılanlar gibi ama birde yan anlamı var. Yan anlam kişinin yaparken düşündüğü gibi. Bunu anlamak çok zor. 


Hayatı ve beden dilini ne zaman anlarsınız? Gücünüz ve etkiniz azaldığında… Güçsüz kimseye insanlar beden dillerinin anlaşılmasından dolayı rahatsızlık duymazlar. Bu yüzden eğer düşerseniz emin olun anlarsınız hem beden dilini hem de dünya dilini. Bu yüzden kitaplardan okuduklarınızı uygulama zamanı maalesef geçti. Artık yeni dünyaya alışma zamanı. Yeni tiyatro oyununa hoş geldiniz.


Kaynakça:

Comments


bottom of page