Yerel Seçimler ve Seçmen Davranışlarını Etkileyen Nedenler
- Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK
- 8 May
- 7 dakikada okunur
Türkiye’de bugüne kadar yapılan seçmeni etkileyen faktörler araştırmalarından çıkan sonuçlara göre; seçim kampanyaları, aday imajı, gündem, kamuoyu araştırmaları, kitle iletişim araçları, parti ve parti liderleri, çıkar grupları, aile, din ve ekonomik politikalardır.

Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK
2019 yılında yapılacak yerel seçimlere doğru takvim hızla ilerlerken Kasım ayının konusunu seçmen davranışları ve seçmen davranışlarını etkileyen nedenler üzerine ele aldım. Bu çalışmada; henüz geç olmadan parti ve aday adaylarına seçmenin neye göre oy verdiği, tercihlerini nasıl şekillendirdiği, oy vermeyi etkileyen faktörlerin neler olduğu ile ilgili bilgi vermek amaçlanmış, çok sayıda yerel seçimlerde seçmen davranışları ile ilgili araştırma incelenmiş ve şu sorulara cevaplar aranmıştır:
· Televizyon ve kitle iletişim araçları seçmenin kararını ne derece etkilemektedir?
· Yerel seçimlerde parti mi aday mı daha önemlidir?
· Meclis üyelerinin seçimi seçmeni etkiler mi?
· Ekonomik politikalar, işsizlik, enflasyon seçmen davranışında etkili midir?
· Din, Aile, Grup eskisi kadar etkili midir?
· Yeni medya bu seçimlerde ne kadar etkili olacaktır?
Türkiye’de seçmen davranışı üzerine yapılan araştırmalardan yola çıkarak seçmeni etkileyen faktörler; parti ve aday kampanyaları, aday imajı, gündem, kamuoyu araştırmaları, kitle iletişim araçları, parti ve parti liderleri, çıkar grupları, aile, din ve ekonomik politikalar gibi birçok etken ortaya çıkmakta. Araştırmalara geçmeden önce seçmen davranışı üzerinde etkili olan faktörleri kuramsal olarak ele almamızda konuyu daha iyi anlamak açısından fayda görüyorum. Seçmen davranışlarıyla ilgili; sosyo-psikolojik yaklaşım modeli, rasyonel tercih modeli ve sosyolojik model literatürde ele alınan modellerdir. Şimdi kısaca bu modelleri açıklayalım.
Sosyo-Psikolojik Yaklaşım Modeli
Partiyle özdeşleşme modeli olarak da adlandırılan sosyo-psikolojik yaklaşım kişinin tuttuğu partiyle arasında psikolojik bir bağlılığın olduğunu söyler. Buna göre kişi bir futbol takımı tutar gibi fanatik anlamda kendini bir partiye bağımlı hisseder ve kendini artık o partinin bir taraftarı kabul eder. Bu model bizim ülkemizdeki ileri yaş seçmen davranışlarında sık görülür.
Rasyonel Tercih Yaklaşımı Modeli
Bu yaklaşımın temel varsayımı seçmenler kendi çıkarlarını bilirler ve ona göre hareket ederler. Yani seçmenler çıkarlarına hizmet edecek en uygun aday ve partiyi değerlendirir ve ona göre oy kullanır. Psikolojik yaklaşımın temelinde olan partiyle olan psikolojik bağlılığın verdiği gözü kapalı oy verme yaklaşımı rasyonel tercih yaklaşımınca kabul edilmemekte, hiçbir partiye hatır için oy verilmemektedir. Çevreden veya aileden etkilenmeyen bireyin sadece kendi politik çıkarı için oy kullandığı söylenmektedir. Yaklaşımdan çıkarılacak temel sonuç seçmen duygularından hareket etmek yerine aklıyla hareket ederek çıkarlarına göre tercih yapar. Oy kullanırken ne ailesinden ne çevresinden ne de partinin ideolojik görüşünden etkilenir. Partinin icraatlarının çıkarlarına uygun olduğunu düşünen birey o partiye oy vermekten çekinmez. Aynı şekilde ülke ekonomisini bir önceki yıla göre değerlendiren seçmen çıkan olumlu ya da olumsuz sonuçlara göre oy kullanır.
Sosyolojik Yaklaşım Modeli
Columbia ekolü olarak adlandırılan bu yaklaşım oy verme davranışındaki “niçin” sorusuyla ilgilenir. Yaklaşıma göre bireylerin sosyal özellikleri, sosyo-ekonomik statü, yaşanılan coğrafi mekân, mensup olunan grup vb. faktörler parti tercihini etkilerken, kişisel tutum ve değer sistemleri oy verirken etkili değildir. Yaklaşımın temel konusunu bireyler değil gruplar oluşturmaktadır. Bu sebeple oy verme davranışı bireysel temellere değil de grup temellerine dayanır. Özellikle ülkemizde tartışılan konulardan biri olan bu kurama göre; cemaat, tarikat, STK veya maddi ve manevi çıkar grubu üyelerinin aynı yere oy verme yönünde eğilimleri vardır. Ayrıca toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin de oy vermede etkili olduğu bilinmelidir. Eşler oy tercihlerinde birbirlerine çok yakın kararlar verirlerken çocuklarda ebeveynlerinden etkilenerek onlara yakın tercih yapmaktadır.
Türk seçmeni araştırmalarına değinmeden önce partilerin, adayların, Meclis üyelerinin nereden başlamalıyız sorusuna da cevap bulalım.
Bir kampanyaya başlamadan önce durum analizi çok önemlidir. Durum tespit edilmeden kampanyaya başlamak zamanın, paranın israf edilmesi anlamına gelir. Hangi konularda rakiplerimizden iyiyiz? Hangi konularda rakiplerimizden daha kötüyüz? Bizim atak yapabileceğimiz rakip partilerin zayıflıkları nelerdir? Hangi dış çevre değişmelerinden yararlanabiliriz? Rakip partiler bize nasıl zarar verebilir? Hangi sosyal değişimler bizi tehdit edebilir? Gibi sorulara cevap bulmamız gerekir. Ayrıca ikna açısından da durumu değerlendirmemiz gerekir. Proaktif yaklaşımla yani önce hazırlık ve gerekli tedbirler alınarak kampanyaya başlamalıyız. Hedef kitle analizleri, sınıflandırmalar, propaganda biçimi, ikna yöntemleri gibi. Yerel yönetimlerde aktif görevde yer alacak insanların yani bilgi aktarıcılarının da bu konuda eğitim almaları önemlidir. Propaganda ve ikna edicinin giyimi, konuşma şekli zamanı ve yeri kullanma becerisi ile iletişim kurarken olumsuz bir durum oluşturulmamalıdır. Ayrıca ikna edici konuşma içeriğinde mutlaka duygusal etkiyi kullanma becerisine sahip olmalıdır. Amerikan seçimleri bu konuya örnek olabilir. Amerikan seçimleri çoğu zaman dünyaya örneklik teşkil eder. Reagan, Carter'a karşı duygusal yoğunluklu seçim söylemiyle başarı elde etmiştir. Aslında Carter çok daha mantıklı ve doğru söyleme sahipti. Reagan'ın "Amerika'da Sabah oldu" sözü Amerikan halkını motive etmiştir. Obama'dan sonra Hillary Clinton'un kazanması kesin gözüyle bakılırken farklı bir sonuç dünyada şaşkınlık yaratmıştır. Trump, halkın yeniden Amerikalı olmaktan mutluluk duymasını sağlayan söylemiyle popülaritesini arttırmış, pek çok hoşa giden slogan ve simgeleri kullanarak Amerikan halkının duygusal gereksinimini doyurmuştur. Mantık açısından da iknacının parti politikasından çıkmayarak, tutarsızlığa neden olmadan seçmenin yereldeki istekleri ve sorularına uygun iletişim yöntemlerini kullanması önemlidir.
Türkiye’de bugüne kadar yapılan seçmeni etkileyen faktörler nelerdir araştırmalarından çıkan sonuca göre; seçim kampanyaları, aday imajı, gündem, kamuoyu araştırmaları, kitle iletişim araçları, parti ve parti liderleri, çıkar grupları, aile, din ve ekonomik politikalar faktörlerini yukarıda söylemiştim şimdi bu faktörlerin seçmeni nasıl etkilediğine bakalım.
Seçim Kampanyaları
Kampanyalar, siyasi partilerin ideolojilerini, parti kimliklerini, parti programlarını ve adaylarını seçmenlerin beğenisine sunmak için yapmış olduğu faaliyetler bütünü olarak tanımlanabilir. Kampanyalar tarafından kullanılanları, yüz yüze oy toplama teknikleri, kitle iletişim araçları, mitingler ve açık hava toplantıları olarak sıralayabiliriz. Isparta’da il merkezinde oturan seçmene kampanyaların davranışlarında ne derece etkili olup olmadığı Baltacı ve Eke tarafından bir araştırma için sorulmuş ve seçmenler; kampanyaların çok etkili olmadığını ancak kararsız seçmenin etkilendiğini ve televizyon propagandasının en etkili araç olduğunu söylemişlerdir.
Aday İmajı: Aday imajı genel seçimlere nazaran yerel seçimlerde seçmeni etkileyen önemli bir faktör olarak kabul edilebilir. Adayın seçmende bıraktığı izlenimlerin tümü olarak tanımlanan aday imajı; fiziksel görünüşü, kişisel özellikleri, eğitimi, iletişim becerisi, geleceğe yönelik hazırladığı projeleri, ideoloji-parti bileşenlerinden oluşmaktadır. Araştırmalara göre aday imajı artık parti imajının önüne geçen bir olgu olarak kabul edilmektedir. Zamanla parti imajının önemi azalırken, aday imajı faktörü daha etkili bir konuma gelmiştir. Göker ve Doğan’ın çalışmalarına göre; yerel seçimlerle ilgili yapılan birçok araştırmada büyük bir çoğunluk seçimini yaparken partiye bakarak değil de adayı değerlendirerek oy kullanmıştır. Seçmen aday tercihinde bulunurken ilk üç sıraya adayın siyasi geçmişini, adayın projelerini, geçmişte yapmış olduğu icraatları koymaktadır. Elazığ’da yerel seçimlerde aday faktörü üzerine yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre; Parti yerine adayı ön plana çıkaran seçmen sayısı %61,0 düzeyindedir. Fakat bu oran seçmenin partiyi tamamen göz ardı ettiği anlamına gelmez. Elâzığ seçmeni için adaylarda aranan en önemli özellik dürüstlüktür. Aynı zamanda şehrin sorunlarıyla yakından ilgilenen çalışkan ve iş bitirici başkan olması önemsenen başka özelliklerdir.
Gündem: Gündem veya konuya göre oy verme yaklaşımı seçmenin gündemde var olan konulardan hareket ederek hangi partiye oy vereceğini ya da vermeyeceğini belirlemesidir. Araştırmalara göre ilk kez oy kullanacak, herhangi bir partiyle daha önceden bir bağ kurmamış olan genç seçmenler gündeme göre hareket ederek bir karar verirler (Çavuşoğlu ve Pekkaya, 2016: 22).
Kamuoyu Araştırmalar: Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde kamuoyu araştırmalarının açıkladığı sonuçların seçmen üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığına dair yapılan araştırmada sonuç olarak halkın %37’si kamuoyu araştırma şirketlerinin seçimle ilgili açıkladığı sonuçların kararlarında etkili olduğunu göstermektedir. %52’si ise araştırma şirketi sonuçlarından etkilenmediğini dile getiriyor. Erdoğan’ın açık farkla kazanacağını açıklayan kamuoyu araştırma sonuçlarının seçmeni karar aşamasında etkiledi mi etkilemedi mi sorusuna, halkın %19’u etkilediğini söylerken, %74’ü ise etkilenmediğini söylemiştir. Bu sonuçların ardından kamuoyu araştırmalarından seçmenin fazla etkilenmediğini söyleyebiliriz. Fakat hangi partiye oy atacağına karar veremeyen seçmenlerin de kamuoyu araştırmalarında üstün gelen partiyi destekleyip seçimin kaderini değiştirebileceğini göz ardı etmemek gerekir.
Kitle İletişim Araçları: Kamuoyu oluşturma görevini büyük ölçüde yerine getiren televizyon seçmeni diğer kitle iletişim araçlarından daha fazla etkilemektedir. Televizyonun gücünü ölçmeye yönelik TÜSES’in araştırma sonuçlarında seçmenlerin toplumsal-politik konulardaki görüşlerini televizyon %87 etkilerken günlük gazeteler ise %47,4 etkileme derecesinde kalmıştır. Karaman ilinde seçmenlerin kitle iletişim araçlarından aldığı siyasal içerikli bilgilerden ne derece etkilenip etkilenmediğini ölçmek için yapılan araştırmanın sonucunda araştırmaya katılanların %53,4’nün etkilenmediği, %18,5’i etkilendiği %28,0’in de kararsız kaldığı ortaya çıkmıştır
Parti ve Parti Liderleri: Kırıkkale’de seçmene parti tercihlerinde en önemli iki faktörü belirlemeleri istenmiş ve lider kadro, siyasi görüş, ideoloji, dini görüş, çalışma programı ve hedefler şeklinde yedi farklı kategoriden oluşan liste sunulmuştur. Araştırmadan çıkan sonuca bakacak olursak seçmen partiyi tercih sebebinin ilk sırasına parti liderini koymuştur. Türkiye’de yapılan araştırmaların çoğunda seçmen davranışını etkileyen en önemli faktörün parti lideri olduğu belirtilmiştir. Bu çalışmalardan bir diğeri ise 2014 Ankara yerel seçimlerinde parti lideri faktörünün seçmeni ne derece etkilediğiyle alakalı yapılan saha çalışmasıdır. Sonuçlarına baktığımızda oy vermeyi etkileyen parti lideri faktörü, AKP’ye oy verenleri % 59,5, CHP’ye oy verenleri % 13,3 ve MHP’ye oy verenleri ise % 13 etkilemiştir.
Çıkar Grupları: Seçmen tercihlerini önemli bir ölçüde etkileyen bir diğer unsur olan çıkar grupları, siyasal karar alma sürecinde seçmeni doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen yapılardır. Siyasal karar alma süreçlerinde bireysel hareket etmenin etkin olmak açısından sıkıntılı olduğunu ileri süren, ortak çıkarlara sahip bireyler, ortak hareket ederek daha etkin olabiliriz düşüncesinden yola çıkarak çıkar gruplarını oluşturmuşlardır. Bu konu yukarıda da belirtildiği üzere çokca tartışılan ve eleştirilen konular arasındadır. Etkililik düzeyinin ülke şartlarında yüksek olduğu birçok araştırmada ortaya çıkmıştır.
Aile: Kocaeli’nde yapılan bir araştırmada bireyin oy kullanırken ailesinden etkilenip etkilenmediği sorulmuş ve cevap verenlerin çok az bir kısmı etkilendiğini söylemiştir. Fakat aile bireylerine ayrı ayrı yöneltilen sorularda cevap olarak siyasi parti tercihlerinin genel olarak benzeştiği ortaya çıkmıştır. Bireyler aileden etkilenme durumunu itiraf edemeseler de ailenin seçmen davranışının şekillenmesinde önemli bir yeri vardır.
Din: Kastamonu bölgesinde yaşayan seçmenlerin siyasal davranışlarında dinsel faktörlerin rolünü ortaya koymak amacıyla yapılan araştırmada din faktörü bağımlı bir değişken olarak belirlenmiş, seçmen davranışında tek başına belirleyici bir faktör olmayacağı belirtilmiştir. Niğde bölgesinde dinsel faktörlerin seçmenlerin oy verme davranışları üzerindeki etkilerini ortaya koymaya çalışan başka bir alan araştırmasının da ulaştığı en önemli sonuç din veya dindarlık olgusunun seçmen davranışlarında parti tercihi yaparken belirleyici bir faktör olarak öne çıkmamasıdır.
Ekonomik Politikalar: Türkiye’de seçmene sorulan ülkenin sorunları nelerdir sorusuna seçmen ilk sıraya işsizlik, enflasyon ve ekonomik bunalımları koyarak cevap vermektedir. Buradan hareketle ekonomik değişmeler ve buna bağlı olarak uygulanacak ekonomik politikalar hem iktidarın aldığı oy oranını hem de seçmeni önemli oranda etkilemektedir.
Sonuç olarak; 2019 yerel seçimleri tüm partiler için çok önemli görülmekte. Bu nedenle ittifaklar konusu gündemin önemli maddesi. Büyükşehirler tüm partiler için kritik öne sahip. Bu çalışma birçok araştırma dikkate alınarak hazırlanmış, parti ve adaylara katkı sağlaması amacıyla ele alınmıştır. Genel bir değerlendirme yapacak olursak; Türk toplumu siyasete ve siyasetçilere olan güveni azalmıştır bu bağlamda seçmenin oy kullanırken rasyonel karar vererek şehrinin sorunları çözecek olan partiyi tercih edeceğini söyleyebiliriz. Seçmenler, partinin dine karşı hassasiyetine bakmaktan çok partinin programına, politikalarına, kadrosuna ve liderinin etkisine bakacaktır. Din etkisi geçmiş seçimlerden biraz farklı seyredecektir. Aday ve meclis üyeleri önemlidir. Medya yine bu seçimde önemli etkiye sahip olacaktır. Karar aile içinde verilecektir.
Kaynakça:
Doğan A, Göker, G., Yerel Seçimlerde Seçmen Tercihi (29 Mart Yerel Seçimleri Elazığ Seçmeni Örneği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İbf Dergisi, Ekim 2010, 5(2), 159‐187
Çavuşoğlu, H. Pekkaya M; Yerel Seçimlerde Genç Seçmenlerin Siyasal Davranışlarına İlişkin Bir İncelemeUluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, Cilt 12, Sayı 29, 2016, 17-40
Not: Bu makale ICT MEDIA Dergisi'nin Kasım 2018 sayısında yayınlanmıştır. Makalenin PDF versiyonuna https://www.sezaiturk.com sitesinin"Makaleler" sayfasından ulaşabilir, linkten indirebilirsiniz....
Commentaires